Dönem dönem gündeme damga vuran sözleri nedeniyle eleştirildiğini de hatırlatan Arınç, buna rağmen her konuda vicdanına danıştığını yine de "ortalık karışır" düşüncesiyle her düşündüğünü söylemediğini ifade etti.
Bülent Arınç, Habertürk'te Veyis Ateş'in sorularını cevapladı. Kenan Evren'in ağır rahatsızlığı nedeniyle ölümünün kimse için şaşırtıcı olmadığını söyleyen Arınç, darbeci olduğu için Evren için hiçbir devlet kurumu ve hiçbir siyasi partinin de taziye yayınlamadığını söyledi. Bu konuda kendisine soru yöneltildiğinde ise büyüklerinden duyduğu bir duayı hatırladığını ve bunu aktardığını anlatan Arınç, 12 Eylül mağduru bir isim olarak daha fazla yorum yapmacağını söyledi. İşte Arınç'ın programından bazı satır başları;
"HER DÜŞÜNDÜĞÜMÜ SÖYLESEM ORTALIK KARIŞIR"
"Şahsen, bazı konularda siyaseten bunu söylemesem diye düşünmüşümdür. Buna rağmen yine de söyleyeceklerim konusunda vicdanıma sorarım. Her ne kadar bu konuda bazen zarar görsemde... Her düşündüğümü söylesem ortalık bir hayli karışır.
"ADALETE OLAN GÜVEN YÜZDE 20'LERDE"
Ahlak mutlaka olmalıdır, siyasetin temeli olmalıdır. Ahlak anlayışına uymuyorsa bunu politika diyebiliriz. Bazen ağzıma geleni söylemiş de olabilirim, partimizin de adını sevdiğim için daima adalet demişimdir. Bir zamanlar adalet saraylarını açarken de söylemiştim, sarayı yaptık sıra adalette diye. Bu ülkede adalete güven yüzde 20'lere inmişse başımızı ellerimize alıp düşünmemiz gerekiyor.
Adalet yerlerde sürünürse, yargı itibar kaybederse bu ülke büyük zarar görür. O yüzden çok güzel saraylar yaptık; ancak adalete olan güveni de tesis etmek için elimizden geleni yapmamız gerekiyor.
YARGI ACİL EYLEM PLANI
Adalet Bakanımız, son Bakanlar Kurulu Toplantısı'nda "Yargı Acil Eylem Planı" sundu. Gayet başarılı bir sunumdu. Biliyorsunuz halen bağımsız bir adalet bakanımız bulunuyor. Sayın Bakan Kenan İpek'in hazırladığı rapor gayet başarılı. Sanıyorum hükümetimiz, seçimlerden hemen sonra bu konuyu ele alacaktır.
DİYANET TARTIŞMALARI
Diyanet, Cumhuriyet ile neredeyse yaşıt. Atatürk dahi Diyanet İşleri Başkanı'nı yanından ayırmazdı ve protokolde sürekli yer verirdi.
Eskiden Siyasi Partiler Kanunu'nda bir siyasi parti, Diyanet İşleri Başkanlığı'nı kaldıracağını beyan etse o siyasi parti hakkında kapatma davası açılırdı. Bu düzenleme değişti. Anayasa Mahkemesi'nin geriye dönük kararlarına bakarsanız, bir siyasi parti için dava açıldı yanılmıyorsam bir oyla kapatılmaktan kurtuldu.
"BAŞKANI ÇEKEMİYORLAR"
Diyanet İşleri Başkanı'nı çekemiyorlar, temsil kabiliyeti nedeniyle düşmanca davranıyorlar. Temsil konusunda başarılıdır. Toplum içinde çok daha etkin hale gelmesinden rahatsız oluyorlar.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN MİTİNGLERİ
Sayın Cumhurbaşkanımız, seçilmeden önce de alışılmış bir cumhurbaşkanı olmayacağını her zaman söyledi. Şimdi bunları yapıyor. Şüphesiz bir taraftan da YSK'ya bazen de Anayasa Mahkemesi'ne başvuruyorlar. Şunu bilmeleri gerekiyor: Sayın Cumhurbaşkanı vatana ihanet dışında suçlanamaz. Suçlanmalar için de Meclis'te çoğunluk aranmaktadır. Buna YSK'nın da Anayasa Mahkemesi'nin de karar vermesi mümkün değildir.
Cumhurbaşkanı ile Meclis Başkanları arasında bir fark vardır. Meclis Başkanı'nın tarafsızlığı sadece oy kullanmakla sınırlıdır. Cumhurbaşkanı'nın ise mutlak bir tarafsızlığı söz konusudur.
"KARAR VERECEK YARGI YOK"
Cumhurbaşkanımız her yere gidiyor. Bunlar siyasi konularda olabilir ve itirazlara da açıkça cevap veriyor. Anayasa'dan aldığı yetkiyi kullanarak bunları yapıyor. Zannediyorum bu mitingleri AK Parti lehine bir propaganda olarak düşünerek, buna yönelik itirazları var. Bu itirazları kabul edebilecek herhangi bir yargı bulunmamaktadır.
YENİ ANAYASA TARTIŞMALARI
Yeni bir anayasaya ihtiyacımız var. Yeni anayasada da yeni bir hükümet modeline ihtiyacımız var. Bunun için en az 367 milletvekiline ihtiyacımız var. Güç bizde olursa biz yeni bir anayasa yapacağız. Bu anayasa içerisinde Türkiye'ye uygun bir modelde başkanlık sistemini getireceğiz.
"KOALİSYON DÜŞÜNCESİ YOK"
Koalisyon düşüncesi AK Partiyi yıkmak isteyenlerin projesi bence. Biz kesinlikle koalisyon düşünmeyiz buna da ihtimal vermeyiz. AK Parti'nin tek başına iktidar olacağına yürekten inanıyoruz. Bunu da bir propaganda olarak düşünmeyin. Dördüncü dönem tek başına iktidara yürüyoruz.
HDP'nin tek gayesi var yüzde on barajını aşmaktır. MHP'nin ise tek başına iktidar olmak gibi bir niyeti yok. CHP'nin en büyük hayali yüzde 30'ları aşmak ve yüzde 35'lere çıkmaktır. Bunun tek yolu tüm siyasi partilerin baraj altında kalmasıdır. Bu üç partinin tek başına gelme ihtimalı ve kendilerinin de böyle bir hedefleri olmadığı için söylediği tek şey koalisyondur.
Bu üç parti koalisyon kursun derseniz, Türkiye'de kaç kişi evet der! CHP, MHP ile koalisyon kurabilir mi? Koalisyon kurabilmek için milletvekili pazarları açılmıştır. Bence hangi parti iktidara gelecekse tek başına gelmelidir. Bu AK Parti içinde böyledir, CHP için de MHP içinde...
"MERAL AKŞENER'İ SEVERİZ"
Bu çok çirkin birşey! Şaşırdığım bir durum. Sayın Akşener'i 98'den beri tanıyorum. Lojman komşumuzdur ve annelerimiz birbirlerine giderlerdi. İnançlı, ahlaklı bir Anadolu çocuğudur. Sözü dobra dobradır. Biz ona sever ve takdir ederiz.
AK Parti'nin kuruşunda onu davet ettik, geldi ve son toplantımızı Afyon'da yapacaktık oraya gelmedi. O zaman aramızda bir kopukluk oldu. AK Parti'ye gelseydi bakan da olurdu milletvekili de... Bizim çok sevdiğimiz bir insandır. Merttir ve sözünün eridir. AK Parti'ye karşı siyaset yapıyordur ama bu onun kişiliğini küçültmez. Bu iftirayı kim yaptıysa bunu reddediyorum."