Daha önce Hrant Dink, Gezi gibi peke çok zorlu soruşturmayı yürüten ancak yolsuzluk ve rüşvet operasyonu ile birlikte adını tüm Türkiye’nin duyduğu savcı Muammer Akkaş ile ilgili ilginç bilgiler ortaya çıktı. Akkaş’ın bir kuzeninin, 1969’da Deniz Gezmiş ve arkadaşlarıyla birlikte Filistin’e giderek savaş eğitimi aldığı iddia edildi.
İşte Cumhuriyet gazetesinden İlhan Taşcı’nın dün yayımlanan ilginç ‘Savcı Akkaş’ profili:
Bakan çocuklarını tutuklatan, Başbakan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ı ifadeye çağıran, Gezicileri “terör” suçlusu sayan savcı Muammer Akkaş’ın ailesi de bir zamanlar “terörist” sayılıp; eza, cefa görmüş. Kuzeni İlyas Akkaş’ın 1969’da Deniz Gezmiş ve arkadaşlarıyla Filistin’e gitmesinden sonra Yalvaç Jandarma Komutanlığı’nın neredeyse tek uğraşı Akkaş ailesi olmuş.
17 Aralık’taki yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasında düğmeye basması, ardından da soruşturmasının engellendiğini kamuoyuyla paylaşmasıyla hükümetin hedef tahtasına oturttuğu savcı Muammer Akkaş hakkında pek çok şey söylendi. Kimileri cemaatçi olduğu ve hükümeti kıskaca almaya çalıştığını, kimileri ise dış mihrakların yönlendirmesiyle operasyon yaptığını dillendirdi.
Öyle midir şimdilerde bilinmez ama Gezi eylemlerine katılanların “terör” suçundan yargılanmasını isteyen savcı Muammer Akkaş’ın ailesi de yıllarca “terörist” sayıldı. Isparta’nın Yalvaç ilçesinin Eğirler köyündeki “o gece” ve sonrasında yaşananlara ilişkin tanıkların anlatımlarının izinde Akkaş ailesinin ilginç öyküsüne kulak verelim.
68 olaylarının dünyada estirdiği özgürlük rüzgârı Türkiye’deki sosyalist gençlerde de karşılık bulur. O günlerde savcı Muammer Akkaş’ın dayısının oğlu İlyas Akkaş da Keçiborlu Lisesi son sınıf öğrencisidir. 1969 yılında Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan, Taylan Özgür, Sinan Cemgil gibi sosyalist gençlerin bir araya geldiği Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu saflarında yer alır.
Bir gece evlerinin camını tıklatır, perdeyi aralayan annesi Rahime Akkaş’a “Ben gidiyorum. Allahaısmarladık” der. Yolunu belirlemiştir. Dava arkadaşlarıyla birlikte Filistin’e gidecektir. Yola koyulur. O tarihten sonra bir daha da kendisinden hiç haber alınamaz. Ama annesi onun bir gün camı tıklatacağı günü bekler, son nefesini verinceye kadar. Kimselerin bir daha görmediği, İlyas Akkaş ile ilgili de o tarihten sonra hep bir söylence dolaşır, Filistin'de “şehit” olduğuna ilişkin.
İlyas’ın köyden ayrılmasından sonra ise Akkaş ailesinin zor günleri başlar. 12 Mart geldiğinde kapısı ilk çalınan Akkaş ailesi olur. Derken 12 Eylül gelir yine askerler Akkaş ailesinin kapısında belirir. Zira onlar dönemin muktedirlerinin gözünde “teröristtir”!
O baskı günlerinden birinde savcı Muammer Akkaş’ın öz dayısı, İlyas’ın babası Tahsin Akkaş kapıya gelenlere “Siz devletsiniz, eliniz kolunuz benden uzun. Ben de evladımı arıyorum. Siz bulup getirin” diye isyan eder. Anlatılanlara bakılırsa, İlyas Akkaş’ın Filistin’e gitmek üzere köyden ayrılmasından sonraki yıllarda Yalvaç Jandarma Komutanlığı’nın neredeyse tek uğraşı Akkaş ailesi olur.
İlyas ile savcı Muammer Akkaş’ın akrabalığı da hayli karmaşıktır. Savcının anne ve babası amca çocuklarıdır. Muammer Akkaş’ın annesi ise İlyas’ın babasının kız kardeşidir. Bu nedenle Muammer Akkaş ile İlyas Akkaş öz hala-dayı çocuklarıdır. Baba soyundan ise İlyas Akkaş, savcı Muammer Akkaş’ın amcasının torunudur.
Savcı Muammer Akkaş’ın grift akrabalık bağı aslında son dönemde siyaset ve hukukta yaşanan karmaşaya benziyor.