Freedom House, Kasım ayında Türkiye’de gazeteciler, sivil toplum kuruluşları, iş insanları ve üst düzey hükümet yetkilileriyle görüşerek hazırladığı “Demokrasi Krizi:
Türkiye’de Yolsuzluk, Medya ve Güç” başlıklı raporda Türkiye’de medyaya uygulanan baskıyı örneklerle masaya yatırdı.
Türkiye’de askeri vesayetin güçlü olduğu yarım yüzyıl boyunca basına birçok kısıtlamanın getirildiğini hatırlatan Freedom House, “Medyaya ve gazetecilere baskı uygulamak ve medya organlarını kontrol etmek için kullanılan araçlar AK Parti iktidara gelmeden önce de vardı. Ancak parti olağanüstü politik hâkimiyetini kullanarak bunları çekinmeden ve giderek artan sıklıkta ve sertlikte kullandı” yorumunu yaptı.
Türkiye’de askeri vesayetin güçlü olduğu yarım yüzyıl boyunca basına birçok kısıtlamanın getirildiğini hatırlatan Freedom House, “Medyaya ve gazetecilere baskı uygulamak ve medya organlarını kontrol etmek için kullanılan araçlar AK Parti iktidara gelmeden önce de vardı. Ancak parti olağanüstü politik hâkimiyetini kullanarak bunları çekinmeden ve giderek artan sıklıkta ve sertlikte kullandı” yorumunu yaptı.
‘301. madde kaldırılmalı’
Gazetecileri bizzat hedef alan açıklamalar, toplu işten çıkarmalar, medya patronlarına verilen cezalar, gazetecilerin dinlenmesi ve hapis cezaları bu yöntemler arasında sayıldı. Türkiye’nin diktatörlük olmadığı ancak hükümeti eleştirmenin gelirini, saygınlığını ve bazen özgürlüğünü riske atmak anlamına geldiği ifade edildi.
Freedom House’un raporda Türkiye, ABD ve Avrupa Birliği’ne verdiği tavsiyeler ise şöyle oldu:
* Hükümet özgür tartışma ortamını kontrol etme çabalarının ülkenin istikrarını tehdit edebileceğini; Avrupa ve ABD ile ilişkileri riske atabileceğini fark etmeli.
* Gazetecileri yargılamak için sık sık kullanılan Terörle Mücadele Kanunu (TMK) kaldırılmalı. TCK’nin suç örgütleriyle ilgili 220’nci maddesi değiştirilmeli. “Türk milletini aşağılamakla” ilgili 301’inci madde tamamen kaldırılmalı, 125’inci madde iptal edilerek hakaret suç olmaktan çıkarılmalı.
AB ve ABD’ye tavsiyeler
* TOKİ ve Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nı başbakanlığa bağlayan, başbakanı Savunma Sanayii İcra Komitesi’nin başkanı yapan düzenlemeler gözden geçirilmeli.
* AB, basın özgürlüğünün Türkiye demokrasisinin barometresi olduğunu vurgulamaya devam etmeli.
* Türkiye’nin AB ve reformlara bağlılığını teşvik etmek için vize muafiyet protokolünü tamamlamalı.
* Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, demokratik reformlardaki geri adımların ilişkileri zedelediğini Başkan Barack Obama’dan kesin bir dille duymalı.
* ABD, Türk hükümetinin hesap verilebilirliğini ve şeffaflığını teşvik etmek için ekonomik müzakereleri kullanabilir.
Ömer faruk 11 Yıl Önce
Rezillik diz boyu siz kim oluyorsunuz da benim ülkemin yönetim biçimi hakkında tenkid yapıyorsunuz?