Piramit Haber

Türkiye'nin su altı tarihini gün yüzüne çıkarıyorlar

Türkiye

Konya'daki Selçuk Üniversitesi su altı arkeolojisi ekibi, başta Antalya olmak üzere Türkiye'nin birçok kıyısında yaptığı çalışmalarla, ülkenin su altında kalan tarihini 15 yıldır su yüzüne çıkarıyor.

 Denize kıyısı olmayan Konya'da Selçuk Üniversitesi (SÜ) Sualtı Arkeolojisi ekibi, yaklaşık 15 yıldır Kültür ve Turizm Bakanlığının izniyle yaptığı çalışmalarla, Türkiye'nin su altındaki değerlerini tespit ediyor.

Ekip, Antalya'nın Kemer ilçesinde kurulacak su altı araştırma merkeziyle de bu çalışmalarını taçlandırmaya hazırlanıyor.
SÜ Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Sualtı Arkeolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve SÜ Sualtı Arkeolojisi Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Hakan Öniz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, UNESCO ile su altı kültür mirasının korunması amaçlı kapasite yapılandırma konusunda uluslararası faaliyetler yürüttüklerini söyledi.
Öniz, bu kapsamda uluslararası çalışmalar yapmak amacıyla, geçen yıl Kemer'de Sualtı Arkeolojisi Araştırma ve Uygulama Merkezi'nin temelini attıklarını belirtti.

15 yıldır Kemer'de su altı arkeolojisi faaliyeti yürütülüyor

Yaz aylarında belirli günlerde deniz kıyılarına giderek, su altında araştırma yaptıklarını anlatan Öniz, şöyle devam etti:
"Merkezimizi kuran Prof. Dr. Ahmet Adil Tırpan'a 'Konya'da deniz yok, su altı arkeoloji çalışmalarını nasıl yapacaksınız?' diyorlardı. O da 'Bu doğru ama bundan 55 yıl önce Teksas'taki bir üniversitede su altı arkeolojisiyle ilgili eğitimlere başlanmış.
Dünyada ve Türkiye'de su altı arkeolojisini başlatan kurumların bazılarının denize kıyısı yok' diyordu. Biz de bu anlamda yaklaşık 15 yıldır Kemer'de su altı arkeolojisi faaliyetlerimizi yürütüyoruz. Rektörümüz Prof. Dr. Hakkı Gökbel'in önderliğinde, üniversitemiz de bunu kazanıma dönüştürdü. Bu kapsamda, birkaç ay içinde kütüphane, sınıflar, misafirhane bölümleri ve laboratuarlarıyla Kemer'de bir su altı merkezimiz hizmete girecek."
Merkezin, uluslararası su altı arkeolojisi çalışmaları yapmak amacıyla kurulduğunu dile getiren Öniz, "Bir taraftan başka devletlerin su altı arkeolojisi programlarını hayata geçirmek, diğer taraftan da özelde Antalya, genelde ise tüm Türkiye kıyılarında arkeolojik çalışmalar yapmak amacıyla kuruldu" diye konuştu.

Merkezde, su altı uzmanları yetiştirilecek

Öniz, Türkiye kıyılarında yapılan su altı çalışmalarının büyük bölümünün, SÜ kadrosu tarafından yürütüldüğünü vurgulayarak, şunları kaydetti:
"SÜ Türkiye'de su altı arkeolojisi alanında gerçekten öncü diyebiliriz. Ekibimiz, yaklaşık 50 kişiden oluşuyor. Her dönem 15'er kişilik gruplarla çalışıyoruz. Türkiye'de denizlerin altında, bu kıyılarda binlerce arkeolojik kalıntı var.

Bunların çok büyük bölümünde bilimsel çalışmalar yapılıyor. Merkezimiz, bu keşifleri yapmak ve yeni arkeolojik değerleri tespit etmek amacıyla faaliyetlerine devam ediyor. Her ne kadar üniversite olarak bu alanda üst teknolojiye sahip olsak da 8 bin 333 kilometrelik kıyı şeridinden bahsediyoruz. Burada araştırmalara ihtiyaç var. Bu dev şerit, istiridye kabuğu içindeki inciye benziyor. İlk tarihin, coğrafyanın, tarımın ve madenciliğin, yani bugün batının sahip çıktığı bütün değerlerin büyük bölümünün doğduğu toprakların kıyısında yaşıyoruz."
"Binlerce yıllık insanoğlu izinin bir bölümü denizin derinliklerinde. Biz de o değerlerimizi keşfetmek için çalışıyoruz" diyen Öniz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"640 kilometre uzunluğundaki kıyı şeridine sahip Antalya'da şu ana kadar Alanya, Manavgat, Muratpaşa, Konya altı, Kemer, Kumluca, Finike ve Demre ilçelerinde Tunç Çağı'ndan Osmanlı dönemine kadar batık, liman, demirleme yeri ve başka arkeolojik kalıntıların tespitini yaptık. Türkiye'de SÜ ekibin yüz katı da olsa, yine herkes için keşfedilecek kültürel miras vardır."

Sıradaki Haber
Mobil Sayfaya Dön
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.