Kovanlarda dik şekilde konumlanan çıtalara altıgen olarak döşedikleri ballar sabit bir açı ile konumlanmıştır. İlginç bir şekle sahip olan peteklerden kesit alındığında bir ara duvar ile karşılaşılır. Bal mumundan yapılan bu ara duvar ortak bir zemin özelliği gösterir. Balın akmamasını sağlayan çukurlar ise eğim açısının sabitliği ile ilgilidir.
Bal üretiminde ilk aşama bal mumunun üretimidir. Bir çok işçi arının grup halinde kenetlenmesi ile belli sıcaklığı değerine ulaşılır ve salgı başlar. İlk salgı beyazken, salgı ve polenlerle renk sarıya doğru döner. Toplu iğnenin başı kadar minik üretilen bal mumları çok fazla enerji tüketimi ile gerçekleşir. Sonuçta 1kg bal mumu üretmek için yaklaşık 22 kg bal tüketilir.
Petek üretimi ise bir sonraki aşamadır. Yamasız görüntü elde edilen petekler bir mühendislik harikasıdır.
Bilim adamları ve matematikçiler yaptıkları araştırmalar sonucu en verimli depolama şeklinin altıgene uygun olduğunu ispatlamışlardır. Maksimum kullanımı esas alan bu konumlanmaya çıta kenarlarından başlayan arılar ortada kusursuz altıgenlerle petekleri tamamlarlar. Bu müthiş matematik düzeni diğer geometrik şekiller ile mümkün olmamaktadır.
Daire, beşgen ve sekizgen gibi şekillerde muhakkak boşluk kalacaktır. Kare ve üçgende ise, aynı hacmi doldurmak için gereken duvar çevresi daha fazla olacağından en az malzeme ile bir alanı optimum şekilde bölmek için altıgen en ideal olan şekil tipidir.
Bunun yanı sıra; her bir altıgenin derinliği 3 santimetre, duvar kalınlığı ise milimetrenin yüzde beşi kadardır. Bu kadar ince iş isteyen bal üretimi arılar için oldukça kolaydır. Binlerce farklı arı hep eşit boyda petekler üretirler. Yavru bakımından petek inşasına, besin bulmadan bal üretimine kadar her işi başarırlar. Bu sebepten dolayı bal ve bal mumu bizler için çok kıymetlidir.