Sayın okurum, önceki yazımızda tüm devlet memurlarını kapsayan Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmelik’te önemli değişiklikler olduğunu belirtmiş, “eş durumundan” başka bir deyişle “aile birliği gerekçesi” ile yapılacak tayinlerde uygulanacak yeni usulleri ayrıntılı olarak açıklamıştık.
Bu yazı sonrasında pek çok okurumuzdan mail aldık. Okurlarımız özellikle aile birliği gerekçesi ile tayinlerde SSK’lı veya Bağ-Kur’lu eşin “son üç yıl içerisinde kesintisiz hizmeti” olması şartının çok uzun olduğunu, bu hali ile aile birliğine hizmet etmek bir yana aile birliğine zarar bile vereceğini söylüyor. Buradan yetkililere iletmiş olalım.
Devlet memurlarının mazeret dolayısıyla yapılan atamalarında önemli bir diğer değişiklik de can güvenliği mazeretine bağlı olarak tayin isteme hakkı getirilmiş olması. Bundan böyle hayati tehlikesi bulunan bir memur bunu tayin gerekçesi olarak öne sürebilecek.
Memurun çalıştığı görev yerinde can güvenliğinin bulunmadığı gerekçesi ile isteyebileceği tayin hakkı hangi halleri kapsıyor, nasıl kullanılacak, kimler yararlanabilir? Bu soruların cevaplarını ayrıntılı olarak açıklayalım.
Devlet, Memurun Can Güvenliğini Dikkate Alacak
Can güvenliği mazeretiyle atama talebi daha önce mevzuatımızda olmayan ve geçtiğimiz hafta yapılan değişiklik ile getirilen yeni bir düzenleme.
Yeni düzenlemeye göre memurun can güvenliği mazeretine dayanarak yer değiştirme talebinde bulunabilmesi için; kendisinin, eşinin veya bakmakla yükümlü olduğu çocuklarından birinin bulunduğu ve görev yaptığı yerde kalmasının can güvenliğini tehdit altına alıyor olması gerekiyor.
Bu hak, memurun, eşinin veya bakmakla yükümlü olduğu çocuğunun başka bir tarafından tehdit edilmesi, bunlardan birinin itirafçılık ile ilgili hükümlerden yararlanması, şiddete uğraması, ölüm tehdidi alması, canına kastedilmesi veya böyle bir riskin sürmesi gibi çok geniş halleri kapsayan bir hak.
Ne var ki, söz konusu can güvenliği tehdidinin adli veya mülki idare makamlarından alınacak bir belge ile belgelendirilmesi zorunlu.
Daha açık bir ifade ile söyleyecek olursak mahkeme kararı ile veya Kaymakamlık, Valilik gibi bir makamdan alınacak yazıya istinaden memurun, eşinin veya bakmakla yükümlü olduğu çocuklarından birinin hayati tehlikesinin bulunduğu ispatlanmalı.