Yağmur bulutları apaçık çok şiddetli bir fırtınanın gelmekte olduğunu söylüyor.
Karanlık yağmurlu bir gece, şimşekler çakıyor, gök gürlüyor, tam bir fırtına var ve siz arabanızla gece saat 02.00’da yoldasınız.
Genelde tek başınıza yolculuk yapıyorsunuz ve o akşam da öyle yaparak ıssız bir yolda ilerlemeye başladınız…
Arabanız iki kişilik. Ve ileride bir otobüs durağı görüyorsunuz.
Arabanızla otobüs duraklarının yanından geçerken oracıkta bekleyen insanlar sizi hep hüzünlendirmiştir oldum olası…
Çünkü otobüs durakları size geçmişinizi hatırlatmaktadır…
Ve işte o yağmurlu ve fırtınalı gecede otobüs durağına yaklaşınca 3 kişinin beklemekte olduğunu fark ettiniz.
-Bunlardan; Birincisi bir doktor. Sizi daha önce geçirdiğiniz kalp krizinden kurtarmış.
-İkinci kişi, çok yaşlı ve neredeyse ölmek üzere olan birisi.
-Üçüncüsü ise, hayatınızın rüyası, her zaman tanışmak istediğiniz birisi…
-Hava gittikçe kötüleşiyor ve arabanızda sadece bir kişilik yer var.
-Böyle bir durumda siz olsaydınız ne yapardınız?
Hemen cevap vermeniz gerekmiyor. Düşünün unutmayın doğru ya da yanlış cevap yok. Sizin tercihin önemli sadece…
Görüşmeye girenlerin cevapları şöyle olmuş:
A) Hasta adamı en yakın hastaneye götürelim.
B) Doktor daha önce hayatımı kurtardığı için onu alırdım.
C) Manen düşünürsem tabii ki hasta adamı alırdım ama kendi geleceğimi ve hayatım için her zaman tanışmayı arzuladığım bu kadını arabaya alırdım.
Görüşmeye katılanların yüzde 90’ı aynı cevabı vermiş; “Yaşlı adamı alırdım”
Ama bir kişi farklı bir cevap vermiş ve o kişiyi işe almışlar…
İşte işe aldıran o cevap: Arabadan inip anahtarı doktora veririm, doktor benim hayatımı kurtardığı gibi yaşlı adamı da hastaneye yetiştirip hayatını kurtarabilir. Böylece ben de hayatımın insanıyla otobüs durağında baş başa kalır onu tanıma fırsatını yakalarım..
Bu çok düşünülmeyecek bir cevap değil ama insanoğlu bencildir ve hiç kimse arabasını vermeyi düşünememiş.
Ya siz?