Özkan, baldaki kristalleşmenin arının balı elde ettiği bitkisel kaynağa göre gelişebilen doğal bir olay olduğunu vurguladı. Kristalize balı bilmeyenlerin yanlış yorumlar yapabildiğini aktaran Özkan, bazı kişilerin kristalleşen ürünleri ‘hileli bal’ olarak düşündüğünü anlattı. Türkiye’de üretilen balların yüzde 98’inin donduğunu kaydeden Özkan, “Ülkemizde çok az bir bal cinsi donmuyor. ‘Donan bal katkısızdır’ diye değerlendirilmeli” dedi.
HİLELİ BALLARA DİKKAT!
Yayla balının, ovada üretilen bala göre daha kaliteli olduğunu vurgulayan Hasan Özkan, şöyle konuştu:
“Yaylalardaki arıların ürettiği bal ile Adana gibi düşük rakımlı yerlerde üretilen bal da donabilir.
İkisi de donduğu için aynı kategoriye girmiş oluyor. Orta kalitede bir bal da, yüksek kalitede bir bal da donabilir. Balın kristalleşmesi katkısızlığıyla ilgili önemli bir veridir ama, kristalleşen balla ilgili yanılgı ülkemizde özellikle süzme bal pazarlamasında sıkıntılara yol açıyor.
Bilinmeli ki pek çok doğal ve kaliteli bal çok çabuk, hatta süzme aşamasından hemen sonra bile kristalize olmaya, şekerlenmeye başlayabilir. Kristalleşen ballar güvenle tüketilmelidir. Piyasaya ‘bal’ diye sürülen hileli ürünlerle tüketiciler kandırılıyor. Balın kalitesini tadarak ya da koklayarak anlamak mümkün değil. Herkes Türk Gıda Kodeksi’ne uygun, güvenilir, bilinen marka bal almalı.”
İkisi de donduğu için aynı kategoriye girmiş oluyor. Orta kalitede bir bal da, yüksek kalitede bir bal da donabilir. Balın kristalleşmesi katkısızlığıyla ilgili önemli bir veridir ama, kristalleşen balla ilgili yanılgı ülkemizde özellikle süzme bal pazarlamasında sıkıntılara yol açıyor.
Bilinmeli ki pek çok doğal ve kaliteli bal çok çabuk, hatta süzme aşamasından hemen sonra bile kristalize olmaya, şekerlenmeye başlayabilir. Kristalleşen ballar güvenle tüketilmelidir. Piyasaya ‘bal’ diye sürülen hileli ürünlerle tüketiciler kandırılıyor. Balın kalitesini tadarak ya da koklayarak anlamak mümkün değil. Herkes Türk Gıda Kodeksi’ne uygun, güvenilir, bilinen marka bal almalı.”