"Yemen'de olduğum 1980'li yılların başında bir gemimiz orda Mercan Adaları'nda karaya oturmuştu. 3-5 ay kadar beraber olduğum, çok kıymetli bir kaptanım vardı. O kaptanın jurnal çalışmaları çok dikkatimi çekti. Jurnallerini okurken etkilendim. Gerek ofisten gelen mesajları kesip yapıştırması, gerekse günlük Yemen gazetelerini arapça dahi olsa, geminin resmini veya gemiyle ilgili çıkan haberleri, arapça okumasını bilmese bile (yani ileride onlar bir arşivle ilgili bir şeye sebep olur diye acenteye söylemişti; bizimle ilgili çıkan haberleri bize getir diye, acentede işte kumanya getirirken, o gazeteleri de getiriyordu) kesiyordu, yapıştırıyordu jurnaline.
Buna benzer eski jurnallerinde de yanında taşıyordu. Esasında jurnaller, gemilerin mütemmim birer parçasıdır. Yani seyir anındaki bütün meseleler, saati saatine, dakikası dakikasına yazılır. Ama bu kaptanımız, o jurnalleri biraz daha magazinselleştirmişti, gazete haberleriyle, şirket haberleriyle. Orda sadece gemideki günlük vardiyalar yazılı, belki ikinci bir jurnali de vardı gemiyle ilgili olan çünkü vardiya değişimlerinde onu sadece süvari tutmaz zaten. Her nöbetçi kaptan kendisi jurnale, kendi saatinde olan şeyleri, vardiyasında olan şeyleri yazar. Şu saatte yemeğe inildi, çıkıldı. Şu saatte güvertede şu yapılıyor. Ama o biraz magazinselleştirmiş, demek kendine özel jurnal tutuyordu. O jurnalinden etkilendim."
Buna benzer eski jurnallerinde de yanında taşıyordu. Esasında jurnaller, gemilerin mütemmim birer parçasıdır. Yani seyir anındaki bütün meseleler, saati saatine, dakikası dakikasına yazılır. Ama bu kaptanımız, o jurnalleri biraz daha magazinselleştirmişti, gazete haberleriyle, şirket haberleriyle. Orda sadece gemideki günlük vardiyalar yazılı, belki ikinci bir jurnali de vardı gemiyle ilgili olan çünkü vardiya değişimlerinde onu sadece süvari tutmaz zaten. Her nöbetçi kaptan kendisi jurnale, kendi saatinde olan şeyleri, vardiyasında olan şeyleri yazar. Şu saatte yemeğe inildi, çıkıldı. Şu saatte güvertede şu yapılıyor. Ama o biraz magazinselleştirmiş, demek kendine özel jurnal tutuyordu. O jurnalinden etkilendim."
O günden bu yana kendi jurnalini tutmaya başlayan Kalkavan'ın üzerinde uğraştığı ile birlikte toplam 34 jurnal ajandası var. Günlük gazetelerde dikkatini çeken haberleri kesip bu iş için ayırdığı ajandanın sayfalarına yapıştırıyor. Her sayfada sadece o gün yaşanan olaylarla ilgili haberler var. Kesilen kupürler; genelde Kalkavan ailesi, Beşiktaş Spor Kulübü ve başta futbol olmak üzere spor, Hizmet Hareketi ve gemicilik sektörü ile ilgili. Ünlü iş adamı keseceği haberleri seçerken dikkat ettiği şeyleri aktarırken, şunları söylüyor:
"Gündemler mutlaka ön plana çıkıyor. Benimle ilgili haberler mutlaka oluyor. 3 gazete yazmışsa bir tanesi yer alıyor, yapıştırılıyor. Arkadaşlarımla ilgili, başlarından geçen olaylar, sıkıntılar, şeyler... Bize ait, benim kurucu başkanlığını yaptığım işlere ait yazılar; Bank Asya, Işık Sigorta veya Hizmet Hareketi ile ilgili şu veya bu gibi ifadeler. Bunun dışında Beşiktaş ile ilgili önemli bulduğum olaylar, transferler.. Denizcilikle ilgili hemen hemen gerek kazalar, gerekse ticari navlunlarla ilgili düşünceler. Bu tür haberlere rastladıkça... Son yıllarda bilhassa tek gazete ile çalışıyorum. Çünkü zaten haberler bize bir ajans tarafından bildiriliyor, şirket ile ilgili, bizimle ilgili haberler olduğunda bize bildiriliyor. Ayrıca o kayıtlar da var. Bu özel bir hobi."
Kalkavan, şimdiye kadar tuttuğu jurnalleri, hayatı ile ilgili yazdırmayı planladığı kitap için kaynak olarak da düşünüyor. Ünlü iş adamı, "Bu aynı zamanda mesela ilerde herhangi bir şekilde hayatımı bir editöre teslim etsem, hayatımla ilgili mesela çıkan haberlerle benim biyografimi yazabilir veya ben ona günü gününe done verebilirim. İlerde böyle bir çalışmam olursa bu kayıtlar beni günü gününe tarihi tarihine yönlendirecektir. O zaman bilgisayar olmadığı için, o tarihlerde ne olduğunu kolayca bulmak mümkün." ifadelerini kullanıyor.