Çocukluğumuzda ailelerimizin elimizden tutup hayvanat bahçelerine götürdüğü o yıllar geldi aklıma. Aileler götürmese okullar muhakkak bir kez götürürdü. Henüz ''bak çocuğum bu bir esarettir'' veya ''evladım burada psikolojik işkence var aslında'' diyen ve sebebini anlatan bir öğretmene rastlanmadı. Sözde doğal yaşam adı altında bizlere öğretici olacağını düşünürler. Hayvanat bahçesinin tarihçesine göz atıldığında binlerce sene öncesinde Çin imparatorluğuna kadar gidiyor.
Yine mi Çinliler dediğinizi duyar gibiyim! Türk toplumu olarak bu cehaleti kültür adı altında bizlere de aşılıyorlar. Bazılarımız hala kör göz ile sevimli buluyoruz, bazılarımız ise bu esareti görebiliyoruz. Yıllarca hayvan aktivistleri olarak özellikle yazılı ve görsel medya aracılığıyla gösterdiğimiz tepkiler azda olsa yerini buluyor. Hayvanat bahçelerini sevimli veya kültürel bulan o insancıklar için vicdan sorgusu yapıyoruz! Hayvanat bahçesine gitmek için sebep saymalarını istesek karşımıza çıkacak muhtemel cevaplar bir elin parmağını geçmeyecektir. Fakat biz gidilmemesi için 2 elin parmaklarını geçiyoruz!
İŞTE HAYVANAT BAHÇESİNE GİTMEMEK İÇİN 12 GEÇERLİ SEBEP:
1-) DOĞAL YAŞAMDAN ASLINDA ÇOK UZAKTALAR! Şehirlerin merkezinde veya biraz açıklarında kurdukları tesisler tamamıyla yapay bir ortamdan ibarettir. Doğal yaşam içerisinde birçok hayvan türü özgürce koşar, oynar, avlanır ve dilediği kadar mesafe gidebilir. Bu yapay düzeneklerde ise hayvan sadece kendisi olur yada kendi türünden hayvanlar olur. Siz dünyanın herhangi bir noktasında hiç şehir hayatının ortasında hayvanlar için bir doğal yaşam alanı gördünüz mü?
2-) HAYVANAT BAHÇELERİ TAMAMEN ESARETTİR! İnsanları görsel bir şölene davet etmek için mi, yoksa insanlar gelip aslan, kaplanı görsün de para kazanalım mantığıyla mı bilemeyiz ama bu hayvanların birçoğunun ufacık hareket alanına sahip kafeslerde tutulduğu bir gerçektir.
3-) O HAYVANLAR KENDİLERİNİ İFADE EDEMİYORLAR! Hayvanlar insanlardan çok daha fazla savunulmaya ihtiyaç duyan canlılardır, çünkü kendilerini ifade etme şansları yoktur. Fiziksel acıyı onlar da insanlar kadar hisseder ve hatta stres acı gibi duyguları bizlerden daha yoğun şekilde yaşarlar ama anlatamazlar. Bilinçli insanlar olarak bizler hayvanlar için zulümden ibaret bu işletmelere karşı durmazsak hayvanlar sömürülmeye mahkum kalırlar.
4-) HAYVANAT BAHÇELERİ BENCİLLİĞİN ESERİDİR İnsanlığın eğlencesi veya daha başka çıkarları için başka bir canlının hayatını kullanması bencillik ve zalimliktir. Daracık alanlara sırf biz gidip seyredelim diye hapsedilen o canlılara bu ortamların aslında hiçbir faydası yok. Gözetim yapan görevliler ve yöneticilerin isteği dışında hiçbir ihtiyacı karşılanmayan hayvanlara kafesler içinde kendi doğal özellikleri unutturuluyor.
5-) KUŞ CENNETLERİ İÇİNDE AYNI ZULÜM GEÇERLİ! Kuş gibi özgür olmak deyimini bu kadar benimseyip de zavallı kuşları çoluk çocuk izleyip sevinelim diye parmaklıklar ardına koymak ne kadar doğru ve adil olabilir? Bunun dışında, kuş bahçelerinin yanı sıra sözümüz evinde kafeste kuş besleyen “hayvan severler” için de geçerli.
6-) SİRKLERDE EĞLENCE DEĞİL, İŞKENCE MERKEZİDİR! Sirklerde hayvanlara şaklabanlık yapmalarını öğretmek amacıyla, dayakla veya aç ve susuz bırakılarak işkence ediliyor. Bu mekanlarda hayvanlar üzerinde eğitim adı altında içgüdülerini ve doğalarını unutmaları için kırbaç, kanca gibi aletlerle işkenceler uygulanıyor.
7-) İLAÇLARLA UYUŞTURULUP SAKİNLEŞTİRİLİYORLAR! İnsanların güvenli bir şekilde bu yabani canlıları izleyebilmeleri ve hayvanların daha kolay idare edilip eğitilebilmesi için hayvanlar ilaçlarla uyuşturuluyorlar. Bu koşullar yüzünden stres altında kalan hayvanlar hem psikolojik hem de fiziksel sağlık sorunları yaşadıklarından yine ilaçla tedavi görmek zorunda kalıyorlar.
8-) YABANİ HAYVANLAR NASIL YAKALANIYOR VE GETİRİLİYOR? Doğal yaşam alanlarından alınıp getirilen bu zavallı hayvanları konuşarak ikna etmiyorlar tabii ki. Bazen tek bir arslanı, ayıyı ya da antilopu yakalayıp getirebilmek için bir sürü hayvan ya yakalanma esnasında ya da yolculuk sırasında telef oluyor.
9-) KÖTÜ KOŞULLARDA GETİRİLİYORLAR! Travmatik bir şekilde doğal yaşam alanlarında yakalanarak toplanan hayvanlar, şehirlere getirilirken bazen günlerce hatta haftalarca süren yolculuk boyunca zor ve kötü koşullara katlanmak zorunda bırakılıyor. Üstelik sirkler için konuşacak olursak bu yolculuklar tek seferle de kalmıyor
10-) YUNUS BALIKLARI DA ESARET ALTINDA İŞKENCE GÖRÜYORLAR! Yunusların insanların ruhuna ne kadar iyi geldiği gibi romantik cümleleri sık sık duyarız. Yunuslar da aynı hisleri paylaşıyor mu acaba diye düşünen olmuş muydu hiç? Evleri olan okyanus ve denizlerden alınan bu canlıları küçücük, betondan havuzlara hapsedip istemedikleri şeyler öğretilerek eğlence malzemesi yapılıyor. Yunuslar bildiğiniz gibi gerçekten çok zeki hayvanlardır ve yaşadıkları korkunç tutsaklığın ve işkencenin farkındalığı onları çoğu kez intihara götürecek kadar psikolojik zarara uğratıyor.
11-) OYUNCAK MUAMELESİ GÖRÜYORLAR! Büyük ve nispeten daha doğru şekilde yönetilen hayvanat bahçelerinde hayvanların bakımları düzgün yapılabilse de, kimi hayvanat bahçelerindeki koşullar, onların beslenmesi ve bakımı için son derece yetersiz kalıyor.
12-) SİRKLERDE SIKINTILI! İNSANLARIN OLDUĞU SİRKLER TERCİH EDİLMELİ! Artık tüm dünya hayvan hakları konusunda farkındalığa doğru gidiyor, dünyanın birçok ülkesinde hayvanlı sirkler yasaklanıyor ve bu doğrultuda hayvanlı sirklerin popüleritesi de oldukça azaldı. Sadece insanların yer aldığı, çok daha başarılı ve insani sirk gösterileri mevcut.
Empati kurun! Ya o kafese tıkanan siz olsaydınız?