Piramit Haber

Kaçak hacamata büyük ceza!

Yaşam

Ruhsatsız hacamat yaptıkları iddia edilen çifte, 10’ar ay hapis cezası verildi

İstanbul’da vatandaşlara ruhsatsız olarak akupunktur, sülük uygulaması ve hacamat yaptıkları iddia edilen çifte, 10’ar ay hapis cezası verildi. Çift, “Hacamatın sünnet ibadeti olduğunu düşünüyoruz” dedi

İstanbul Anadolu 48. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, tutuksuz sanıklar Olcay K. (47), imam nikâhlı eşi İsmail D. (60) ile Maltepe İlçe Sağlık Müdürlüğü’nün avukatı katıldı. Sanıklardan İsmail D.’nin kimlik tespiti konuşmaları, şaşkınlıkla karşılandı.

Mahkeme başkanının ne iş yaptığını sorduğu İsmail D., “Makine mühendisiyim, elektronik teknik mühendisiyim, bilgisayar informatik, gazeteciyim, alternatif tıp uzmanıyım, bağırsak uzmanıyım, yeter mi?” yanıtını verdi. Hâkim yanıtın anlaşılmadığını söyleyince, sanık “Bilmiyor musun?” dedi. Bunun üzerine hâkim, sanığın beyanlarını tutanağa geçirdi.

‘YAPMAK İÇİN İZİN BELGEM YOK’

Dini nikâhlı eşinin yaşadığı evde hacamat yaptığını belirten İsmail D., “Ben Alman’ım. Almanya’da işe başlamadan 6 ay önce reklam asmak serbesttir. Dini prosedür olduğu için izin almadım. Türkiye’de alternatif tıp uygulaması yapabileceğime dair izin belgem yok’’ diye konuştu. Sanık Olcay K. ise “Kendime ve yakınlarıma ücretsiz olarak hacamat ve sülük tedavisi yapıyorum. Hacamatın sünnet ibadeti olduğunu düşünüyoruz. Para almıyorduk” ifadesini kullandı. Hâkim, diploma veya meslek belgesi olmadan hacamat veya sülük uygulaması yaptığı gerekçesiyle her 2 sanığa da “Tababet ve Şuabatı Şanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun” gereğince 1’er yıl hapis cezası verdi. Bu ceza, iyi halden 10’ar ay hapis, 80’er TL paraya çevrildi.

‘DİPLOMA ALINMASI ŞART’

İstanbul Barosu Sağlık Hukuku Merkezi Başkanı Av. Ümit Erdem, söz konusu kanuna göre diploma olmadan bu şekilde hasta tedavi etmenin suç olduğunu belirterek “2014 tarihli Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeliği’nde; kupanın (hacamat) da dahil olduğu 15 uygulama tanımlanmıştır. Bu uygulamaları, Sağlık Bakanlığı’nın verdiği eğitimi tamamlayan kişiler de icra edebiliyor” dedi. Hacamat, Türk Dil Kurumu Sözlüğü’nde “Vücudun herhangi bir yerini hafifçe çizip üzerine boynuz, bardak veya şişe oturtarak kirli kanı alma” olarak tanımlanıyor.

HACAMAT NEDİR?

Tanımı

Hacamat, koruyucu hekimlikte ve bazı hastalıkların tedavisinde uygulanmış genel bir tedavi usûlüdür. Kelimenin aslı Arapça hicâme(t) olup “emmek” anlamındaki “hacm” kökünden gelir. (Lisânü’l-’Arab, “hcm” md.) 

Hacamat yaptırmaya ihticam, bu işi meslek edinen kişiye haccâm, kullandığı fanus ve bardak gibi aletlere de mihcem (mihceme) denir. Bu yöntemle kan almak yahut vücudun istenen yerine kan toplamak için, küçük bir fanus ters tutularak içine sür'atle sokulup çıkarılan bir alev vasıtasıyla havası boşaltıldıktan sonra vücuda kapatılmakta, böylece kanın, üzerindeki hava basıncının azaldığı o kesime hücum etmesi sağlanmaktadır ki buna “kuru hacamat” denir. 

Bu şekilde uygulanan kuru hacamatın maksadı kılcal damarlardaki kanın o bölgeye akışını sağlamak, böylece yakın bir bölgedeki kanamayı durdurmak veya vücudun o kısmını ısıtmak yahut özellikle bazı cilt hastalıklarında derideki kan deveranını arttırarak tedaviye katkıda bulunmaktır. Türk halkı arasında kuru hacamat için “şişe çekme” tabiri de kullanılmaktadır. Eğer maksat sadece kan toplamak değil kılcal damarlardan kan almaksa, kan alınacak kısım keskin bir bıçakla çizildikten sonra fanus kapatılır ve bu durumda kan iç basıncın etkisiyle kolaylıkla dışarı çıkar, yani fanus tarafından emilmiş olur. Bu işleme ise “kanlı hacamat” denir ki Türkçede hacamat denilince akla daha çok gelen de budur. 

Hacamat, koruyucu hekimlikte ve hastalıkların tedavisinde uygulanmış genel bir tedavi usûlüdür. Eskiden beri yaygın olarak uygulanan bu tedavi metodunda “hacamat bıçağı” veya “hacamat zembereği” denilen bir âlet kullanılmaktadır. Hacamat bıçağı, tarak biçiminde, vücutta bir sıra çizik meydana getiren bir âlettir. Bir yüzünde birçok yarık bulunan bakır bir kutu içinde tetikli bir zembereğe bağlı olan bıçaklar, düğmesi basılınca zembereğin boşalmasıyla yarıklardan dışarı fırlar ve vücutta çizikler meydana getirmekte ve fanus, bardak vb. bir şeyle de çizikler üzerinden kan çekilerek bu tedavi usulü uygulanmaktadır. Hacamatta maksat, derinin altındaki akıcılığı olmayan pıhtılaşmış kirli kanı ve dokular arasındaki sıvıda biriken atıkları dışarı atmak suretiyle kanın rahatça dolaşmasını sağlamaktır.

Hacamatın Zamanı

Hz. Peygamber’in (sallallahü aleyhi ve sellem) kamerî ayların on yedi, on dokuz ve yirmi birinde hacamat yaptırıp, hacamat için bu zamanları ümmetine tavsiye ettiğini ve bu zamanın kan hücumundan dolayı meydana gelen birçok hastalıktan şifa olduğunu bildiren rivayetler bulunmaktadır. (bk. Tirmizi, Tıb, 12; Ebû Dâvud, Tıb, 5) İbni Sina, el-Kanun fi’t-Tıb isimli meşhur eserinde bu hadîsle ilgili olarak şu açıklamaya yer verir: Kamerî ayların başında kan aldırmak tavsiye edilmez. Çünkü vücuttaki kan, kamerî ayların ilk günlerinde daha azdır. Ayın on beşinden sonra yani dolunay günlerinde ise ayın çekim gücünün artması sebebiyle vücuttaki sıvı maddeler hem çoğalır hem de hareketlenir. Bu sebeple bu günlerde alınan kan da kişiye zarar vermez. (İbni Sina, Kanun I, s. 212)

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.