Nail Erdoğan "Babam gibi pilot olmak istiyordum. Bu nedenle 4 yıl önce askeri liseye müracaat ettim. ’Sende kunduracı göğsü var pilot olamazsın’ diyerek askeri liseye almadılar. Oysaki hiçbir sağlık sorunum yoktu. Bu kez pilot olmak için üniversiteyi kazandım. Babamın yolundan gideceğim için gururluyum mutluyum" dedi.
Nihayet babamın naaşı 18 yıl sonra Ege’den çıkarılıp memleketimizde toprağa verebilecek, başına gidip dualar edebilecektik. Suriye’de düşen uçaktaki pilotlarımızın bulunması bizleri umutlandırmıştı. Ancak bir süre sonra aramaların sonlandırıldığını öğrenince şok olduk. Ama tatmin olmadık. Cebinizdeki ufacık bir parayı uzaydan görebilen bir sistemde, koca F-16’yı üstelik düşme koordinatları belli, derinliği 400 metre belli iken bulunamıyor. Nefesim yettiğince babamın Ege Denizi’nden çıkarılması için elimden geleni yapacağım. Ümit ediyorum ki devletimizin ve ordumuzun da yapması gereken şeyler bitmemiştir" dedi.
OLAY NASIL OLMUŞTU?
Olay, Genelkurmay yetkilileri tarafından it dalaşı sırasındaki ’kaza’ olarak değerlendirildi. Şehit Pilot Nail Erdoğan’ın cesedi bugüne kadar çıkarılamadı. Olaydan 7 yıl sonra Yunan basınında yayınlanan haberlerde pilot Thomas Grivas’ın özür dileyen ifadelerine yer verilince, uçağın kaza sonucu değil vurularak düşürüldüğü ortaya çıktı. Olayın kaza olmadığı anlaşılınca Erdoğan ailesi Yunan hükümetine karşı AİHM’de 625 bin Euro tazminat istemiyle dava açtı. Erdoğan Ailesi’nin dilekçesini inceleyen AİHM 3’üncü Dairesi, taraflara son delillerini sunması için süre verdi, daha sonra delilleri yeterli bulmayıp, tazminat isteğini geri çevirdi. Ailenin avukatı Mehmet Emin Keleş bir kez daha düzeltme istemiyle bu karara itiraz etti.