“Sizin hayırlınız, kadınlarına hayırlı olan (iyi davranan)dır.”[560]
"Sizin en hayırlınız, ehline karşı en iyi davrananızdır. Ben âileme en iyi olanınızım."[561]
“Kadınlara ancak kerîm olanlar ikrâm ederler (değerli olanlar değer verirler); onlara kötülük edenler ise leîm (kötü) kişilerdir.”[562]
"Mü'minlerin iman bakımından en kâmil/olgun olanı; ahlâkı güzel olan ve âilesine nâzik davranandır."[563]
"Uğursuzluk yoktur. Ancak üç şeyde uğur olabilir: Kadında, atta, evde."[564]
“Kadınlar, erkeklerin kız kardeşleridir.”[565]
"... Erkek, ailede yöneticidir ve yönetiminden sorumludur. Kadın da kocasının evinde yöneticidir ve elinin altındakilerden sorumludur."[566]
“En güzel dünya nimeti, insanın sahip olabileceği nimetlerin en hayırlısı: Zikreden dil, şükreden kalp ve insanın iman doğrultusunda (müslümanca) yaşamasına yardımcı olan kadındır.”[567]
“Dünya bir metâ’dır. Dünya metâının en hayırlısı sâliha kadındır.”[568]
“Bir mü’min erkek, bir mü’mine kadına buğzetmesin. Çünkü onun bir huyunu beğenmezse başka bir huyunu beğenir.”[569]
“Kadın, beş vakit namazını kılar, bir aylık orucunu tutar, nâmusunu korur ve kocasına itaat ederse ona: ‘Hangi kapıdan dilersen oradan cennete gir’ denilir.”[570]
“Sizin dünyanızdan bana üç şey sevdirildi: Güzel koku, kadın ve gözbebeğim kılınan namaz.”[572]
“Bana, (dünyanızdan) koku ve kadın sevdirildi. Gözümün nûru ise namazda kılındı.”[573]
“Sizden biri, hangi düşünceyle hanımını köle döver gibi dövmeye tevessül eder? Akşam olunca aynı yatakta beraber yatmayacaklar mı?”[574]
"Dul kadın kendisiyle istişâre edilmeden evlendirilmemeli, bâkire kız da izni alınmadan nikâhlanmamalıdır."[580]
"Rasûlullah (s.a.s.), kızın arzusu hilâfına, babası tarafından gerçekleştirilen bazı nikâhları, şikâyet üzerine, iptal etmiştir."[581]
"Üç kişi vardır, cennete girmeyecektir: Anne babasının hukukuna riâyet etmeyen kimse; içki düşkünü olan kimse; verdiğini başa kakan kimse."[582]
İmam Mâlik’e ulaştığına göre, Hz. Ali (r.a.): “Karı-kocanın arasının açılmasından endişelenirseniz, erkeğin âilesinden bir hakem ve kadının âilesinden bir hakem gönderin, bunlar düzeltmek isterlerse, Allah onların aralarını buldurur.”[583] âyetinde temas edilen iki hakem hakkında “karı-kocanın ayrılma veya birleşme kararları, bu iki hakemin vereceği hükme kalmıştır” diye beyanda bulunmuştur.[584]
“Kadınlara hayırhah olun, onlara karşı hayır tavsiye ediyorum... Onlara hayırlı şekilde davranın.”[586]
Rasûlullah’a soruldu: “Ey Allah’ın Rasûlü!, bizden her biri üzerinde, zevcesinin hakkı nedir?” “Kendin yiyince ona da yedirmen, giydiğin zaman ona da giydirmen, yüzüne vurmaman, takbîh etmemen, evin içi hâriç onu terk etmemen.”[588] >(takbih: kınamak)
“Kim kız çocuklarla sınanır (kime kız çocuğu verilir) de onlara güzel bakarsa onlar, onun için ateşe karşı koruyucu perde olurlar.”[589]
“Kim iki kıza bakıp ergenlik çağına kadar, onları yetiştirirse, Kıyâmet gününde o, benimle şöyle olur.” (Peygamber, böyle deyip parmaklarını birbirine geçirmiştir.)[590]
“Kimin üç kızı yahut üç kız kardeşi veya iki kızı, ya da iki kız kardeşi olur da onlara güzel bakar, onlar hakkında Allah’tan korkarsa (onlara haksızlık etmezse), onun için cennet vardır.”[591]
“Kadın dört hasleti için nikâhlanır: Malı için, nesebi (soyu) için, güzelliği için, dini için. Sen dindarı seç de huzur bul.”[595]
“Kadını olmayan erkek miskindir/fakirdir!” Yanındakiler: “Çokça malı olsa da mı?” dediler. Rasûlullah: “Evet, çokça malı olsa da!” buyurdu. Sözlerine devamla: “Kocası olmayan kadın da miskînedir, miskînedir/fakirdir” buyurdular. Yanındakiler: “Çokça malı olsa da mı?” dediler. Peygamberimiz: “Evet kadının çok malı olsa da!” buyurdu.[596]
“Allah’ın kadın kullarını Allah’ın mescidlerinden men etmeyiniz.”[597]
"Birinizin hanımı mescide gitmek için izin talep ederse ona engel olmasın (izin versin)."[598]
[560] Müslim, Birr 149
[561] Kütüb-i Sitte, c. 17, s. 214
[562] İbn Mâce, Edeb 3; Ebû Dâvud, Edeb 6, Rikak 22, İ’tisâm 3; Müslim, Akdiye 11
[563] Nesâî, Işretu'n-Nisâ, 229; Tirmizî, İman hadis no: 2612
[564] Kütüb-i Sitte, c. 17, s. 218
[565] Câmiu’s-Sağîr, hadis no: 2329
[566] Buhârî, Cum'a 11; Müslim, İmâret 20
[567] Tirmizî, Birr 13
[568] Müslim, Radâ 64, hadis no: 1467; Nesâî, Nikâh 15
[569] Müslim, Radâ’ 61, hadis no: 1469
[570] Ahmed bin Hanbel, I/191
[572] Müslim, Talâk 31, 34
[573] Nesâî, İşretu’n-Nisâ 1
[574] Buhârî, Tefsîr Şems 1, Enbiyâ 17, Nikâh 93, Edeb 43; Müslim, Cennet 49, hadis no: 2855; İbn Mâce, Nikâh 512; Tirmizî, Tefsîr 3340
[580] Buhârî, İkrâh 3; Müslim, Nikâh 64
[581] Buhârî, İkrâh 4
[582] Nesâî, Zekât 69
[583] 4/Nisâ, 35
[584] Muvattâ, Talâk 72 -2, 584-
[586] Buhârî, Nikâh 79, Enbiyâ 1, Edeb 31, 85, Rikak 23; Müslim, Radâ 65, hadis no: 1468; Tirmizî, Talâk 12
[588] Ebû Dâvud, Nikâh 42, hadis no: 2142-2144; İbn Mâce, Nikâh 3
[589] Feyzu’l-Kadîr, II/97
[590] Feyzu’l-Kadîr, III/496
[591] Tirmizî, Tefsîr Sûre 9
[595] Buhârî, Nikâh 15; Müslim, Radâ 53, hadis no: 1466; Ebû Dâvud, Nikâh 2, hadis no: 2047; Nesâî, Nikâh 13
[596] Kütüb-i Sitte, 15/515
[597] Buhârî, Cum’a 13; Müslim, Salât 36; Ebû Dâvud, Salât 13, 52; Tirmizî, Cum'a 64; Dârimî, Salât 57; Muvattâ, Kıble 12; Ahmed bin Hanbel, II/16, V/17
[598] Buhârî, Cum'a 12, Ezân 162, 166, Nikâh 116; Müslim, Salât 134; Ebû Dâvud, Salât 53; Tirmizî, Salât 400; Muvattâ, Kıble 12