Beyin Öncelikle beynin bir organ olduğunu unutmamamız gerekiyor. Ve diğer organlar gibi, işlev görmek ve gelişmek için enerjiye ihtiyacı var. İnsan vücudundaki her organ hayatta kalmak için çok basit bir maddeye ihtiyaç duyar: glikoz. Glikoz beynin hem düşük düzey otomatik işlevleri için hem de yüksek düzey yönetici işlevleri için zorunlu bir ihtiyaçtır. Glikoz insan vücudunda enerji olarak depolanır ve kullanılır. Ancak insan vücudundaki diğer her zorunlu ihtiyaç gibi glikoz da sınırlı bir kaynaktır.
Vücut Hepimizin büyük ihtimalle bilim derslerinde öğrendiğimiz gibi, normal vücut sıcaklığımız 37 derece civarındadır. Vücudumuz bu sıcaklıkta kalmak için ne gerekiyorsa yapar. Yani ne zaman 37 derecenin üzerine çıkmaya başlarsak vücut kendini soğutmak için hamle yapar. Ve dışarıda dondurucu bir soğuk varsa vücut kendini ısıtmaya çalışır. Vücut bunları yapabilmek için glikoz kullanır.
Görünüşe göre vücut kendini soğutmak için daha fazla enerji (glikoz) kullanıyor. Bu da demek oluyor ki vücut sıcak ortamlarda soğuk ortamlara göre daha fazla enerji harcıyor. Glikoz vücut sıcaklığını dengelemek için harcandıkça, beyin için karar almak gibi yüksek düzey kavramsal işlemlerde kullanmaya daha az glikoz kalıyor.
Yapılan Çalışma
Sıcaklığın karar alma yeteneklerimiz üzerindeki etkisi Amar Cheema ve Vanessa Patrick isimli araştırmacılar tarafından test edildi. Tamamen sağlıklı yetişkinleri laboratuvarlarındaki iki farklı odaya yerleştirdiler.
Birinci grubun oda sıcaklığını 19,4 dereceye sabitlediler. İkinci grubun oda sıcaklığını ise 25 dereceye ayarladılar. İnsan vücudunun en rahat ettiği sıcaklık 22,2 derece olduğu için her iki odanın sıcaklığı ile optimum sıcaklık arasındaki fark üç derecenin altında idi. İlk deneyde her iki odadaki insanlardan kendilerine verilen bir makaledeki gramer ve yazım yanlışlarını tespit etmeleri istendi. 19,4 derecedeki odada bulunan insanlar 25 derecedeki odada bulunan insanların iki katı kadar hata tespit etti. Aynı uyarlama ile yapılan ikinci bir çalışmada ise katılımcılardan kendilerine verilen iki telefon kullanım paketinden daha az masraflı olanı seçmeleri istendi. Daha serin odadaki katılımcılar kararlarının yarısında isabet ettiler, sıcak odada olanlar ise sadece dörtte birinde doğru kararı aldılar.
Deney sıcaklığın karar verme yetilerimizi değiştirdiğini ileri sürmesine rağmen, acaba aynı zamanda soğuk iklimlerde yaşayan kişilerin sıcak iklimlerde yaşayanlara göre daha iyi kararlar aldığını da söylüyor muydu? Pek değil. Bedenimiz esrarengiz bir şekilde bulunduğu ortama ayak uyduruyor, böylece biraz zamanla birlikte insan beyni herhangi bir makul çevreye adapte olabiliyor. Ancak çalışma bize gösteriyor ki sıcaklıktaki dalgalanmalar karar alma kabiliyetlerimizi kısa vadede değiştiriyor.
Erzurum’un buz gibi havasındaki ufak bir artış orada yaşayan vatandaşlarımızın karar alma yeteneklerinde hafif bir zayıflamaya neden olur; artışla birlikte Erzurum’un sıcaklığı hâlâ diğer şehirlerimizden düşük olsa bile. Sıcaklık dalgalanmaları normal değişikliklerdir ve pek çoğumuz bu durumun kavramsal ünitelerimiz üzerindeki etkisinin üzerine eğilmiyor olabiliriz. Ancak yukarıda aktardığımız deneyin de gösterdiği gibi sıcaklıktaki ufak değişimler bile önem taşır. Deneyleri doğrulamak veya geçersiz kılmak için siz de farklı sıcaklıklardaki zihinsel hesaplama ve karar alma yeteneklerinizin nasıl değiştiğini takip edin.