Görür'ün tahminlerine göre sırada kırılma beklenen iki yer var. Buralarda kırılma olursa 3 il etkilenecek: İstanbul, Bingöl ve Erzincan.
Gökçeada depreminin ardından gözler Marmara bölgesine döndü. Marmara Denizi'nin altından geçen fay hattı harekete mi geçiyor? Gökçeada depremi büyük felaketin habercisi mi?
Türkiye'nin en önemli deprem uzmanlarından biri olan İTÜ Maden Fakültesi Jeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naci Görür'e göre şu anda sıkıntılı olan iki yer var. Biri Marmara diğeri ise Erzincan Bingöl arası...
İşte Görür'ün yaptığı kritik uyarı;
GÖKÇEADA DEPREMİ NEYİN HABERCİSİ?
-“Bu deprem, Kuzey Anadolu fay kuşağının, Kuzey Ege çukurluğu kesiminde olmuştur. Demek ki burası enerji biriktiren bir yerdi. Fay burayı kırdı, enerjiyi boşalttı, burada rahatladı.
İKİ KRİTİK YER VAR
-Şimdi araştırmalar sonucu bildiğimiz, fayın sıkıntısının olduğu iki yer daha var. Biri Marmara’nın altı, tümü. Marmara’nın altı aynen önceki gün kırılan Kuzey Ege çukurluğunun kırılmadan önceki durumunda ve sıkıntılı. Böyle bir yer daha var, Yedisu fayının olduğu yer, Erzincan’la Bingöl arası.
FAY DİYOR Kİ BEN SIKINTILIYIM
-Depremler enerjinin biriktiği, sıkıntının olduğu yerlerde fayın orayı kırarak kendisini rahatlattığı yerlerdir. Dünkü depremle Kuzey Anadolu Fayı diyor ki; ben sıkıntılı olduğum bir yeri daha kırdım, rahatladım. O yer neresi, Kuzey Ege çukurluğu.
ÖNCE NEREDE DEPREM OLUR?
-Şimdi sıkıntı Marmara, orayı da kıracağım diyor. Yedisu’yu Erzincan bölgesinde kıracağım diyor ama hangisini kıracağını ben bilmiyorum. Deprem geliyor, bu kuşak kendi kendini kırarak rahatlıyor. 1939’dan bu yana 8’den fazla 7 ve üzeri deprem üretti bu fay, enerjisini boşaltmak için. Bu bir alarmdır.
MARMARA NE ZAMAN KIRILACAK?
-Herkesin anlaması gereken şu: Kuzey Anadolu Fayı’nın belirli yerlerinde enerji birikimi var. Bilim adamları iki yere parmak basıyor, Marmara ve Yedisu. Bu üçüncü bölgeyi (son deprem) yeterince bilmiyorduk, demek ki burası da varmış.
-Kırılıyor birer birer. Marmara da kırılacak. Ne zaman kırılacak, onu da aşağı yukarı bir periyot vererek söyledik, 1999 artı 30, artı-eksi 10-15 sene dedik.
-Yedisu’yu da söyledik, uyardık. Bilim bu kadarını söyleyebiliyor. Bu belliyse, tetikledi, tetiklemedi niye tartışıyoruz. Biz bu gelecek depremin zararlarını önleyebilmek için ne yapıyorsak daha da hızlı yapalım. Deprem yorumlanmaz, araştırılır. Bir orta oyunu oynanıyor. Araştırma yapanımız yok.
PARALAR ARAŞTIRMA YAPMAYANA GİDİYOR
-AFAD’dan bir beyefendi çıkıyor, Marmara depremi olacak diyor. AFAD’ın bugün deprem araştırmaları yapabilecek bir konumu, bir olanağı, yapılanması, yetişmiş, yeterli elemanı yok ama bütün bütçeler oraya gidiyor. Araştırmaları yapan kim, biz, İTÜ’den Naci Görür ve ekibi. 1999’dan bugüne bizim dışımızda tek bir deniz araştırması yapıp fay incelemiş kimse yok. Hükümetlerin desteği olmadan, AB fonlarıyla bu araştırmaları yapıyoruz. Hükümet hiçbir şekilde görmüyor bizi. Bir orta oyunu oynanıyor, bu ülkede artık sap saman karışmış, kaotik bir durum.
İSTANBUL'DAKİ HER BİNA DEPREMDEN ETKİLENECEK
-İstanbul depreme hazırlanıyor diyorlar, karşımıza kentsel dönüşüm çıkıyor. İstanbul’da oturan her fert, her bina bu depremden etkilenecek. O binalarda oturan vatandaş olarak neden bizim burada kentsel dönüşüm yok, nerede neden olacağına kim karar veriyor, niye bana sıra gelmiyor, çoluk çocuğumun hayatı, can ve mal güvenliğim ne olacak, bir karar verip bizi gözden mi çıkardılar diye sorma hakkımız var.
KENTSEL DÖNÜŞÜM DEPREM DEĞİL RANT ALANLARINDA
-Kentsel dönüşüm olan yerlere bakıyorum; zafiyetin en fazla olduğu değil, en fazla rantın olduğu yerler. Arkasında devlet yok, müteahhitler dosya dolaştırıyor, vatandaşı zorla ikna ediyor, tehdit ediyor, evleri yıkıyor. Yıkılan evler ne ölçüde sağlam, çürük kimse bilmiyor.
BU EVLERİ KİM HANGİ BİLGİYLE AYIKLADI?
-İstanbul’da 1 milyon 600 bin bina var. Kim oturup karar verdi, çürüklerini, sağlamlardan hangi bilgi ve beceriyle ayıkladı. Bunca binayı onlarca senede yapamazsınız, yüzlerce ekip koysanız belki 3-5 senede. Yaptınız mı, hayır. Bilim adamları yok. Gazeteleri açın, onlarca sayfa renk renk gökdelen, rezidans, yabancı dilde projeler. İstanbul’da 15-16 milyon insanın can güvenliğini sağlamak için bizim rezidansa, gökdelene mi ihtiyacımız var? Bizim en hızlı, en ekonomik ve bütün insanları kapsayan, her ferdi güvence altına alabilecek hızlı bir yapı sistemine, bir modele ihtiyacımız var. Bu dönüşümün içinde halk var mı? Yok.