Kuzeniyle "olur olmaz" tartışmasına girdiklerini dile getiren Karaömeroğlu, "Tartışmanın ardından Soner, 'Sen evi yap, çatısını da ben yapacağım' dedi" ifadesini kullandı.
İlk olarak evi nasıl yapabileceğini planladığını anlatan Karaömeroğlu, şunları söyledi: "Sanayi sitesinde ağacın gövdesine sarmak üzere demirden kelepçe yaptırdım, bunu ağaca geçirdim. Üzerine 2,5 metre genişliğinde demir taban yaptırdım. Bu tabanın üzerine tek katlı ahşap ev inşa ettim. İş inada bindiği için ilk katı yaptıktan sonra üzerine ikinci katı çıkmaya karar verdim. İkinci katı bitirince kuzenime çatıyı yapmasını söyledim. O yapmayınca çatı da bana kaldı. Evi, rüzgarlı havalarda zarar görmemesi için çatı ve birinci kattan uzattığım çelik halatlarla yere sabitledim."
Adını "Ağaçkondu Konağı" koydu
"Ağaçkondu Konağı" adını verdiği, her katı 10 metrekare büyüklüğündeki iki katlı evi tek başına 3 ayda tamamladığını ifade eden Karaömeroğlu, çok güzel bir ev ortaya çıktığını söyledi. Karaömeroğlu, hafta sonları iş arkadaşları ve dostlarıyla zamanın büyük bölümünü burada geçirdiğini belirterek, "Malzemeyi ormanlık alanlardan topladığım için çok fazla masrafım olmadı. Yaklaşık 2 bin 500 liraya mal ettim. Benim için bir yaşam alanı oldu.
İçerisine elektrik hattı çektik. Burada televizyon dahil her şey var" dedi.
Ağaç eve misafir olan Eda Güney ise Rize'de daha önce ağaç üzerinde ev gördüğünü ancak ilk kez iki katlısına rastladığını dile getirerek, "İnat uğruna başladığında yapacağına çok fazla ihtimal vermemiştik ama Serdar evi kısa sürede tamamladı, içerisini bir ev gibi döşedi. Tam bir doğal yaşam alanı. Üst kata çıkmak için tahta merdiven kullanılıyor. Alt kat kışlık, üst kat yazlık olarak tasarlanmış" diye konuştu.