Projeyi yürüten Özhaseki'nin gazetecilere yaptığı açıklamalar terör sorununa ve bölge gerçeğine ışık tutuyor.
Ev yapmanın dükkanları sağlık hale getirmenin kolay olduğunu belirten Özhaseki, "insanların gönüllerini yapmak, gençliği kazanmak, kadınları kazanmak çok zaman alacak” değerlendirmesi önemli." diyor.
"ALANDA OLANLAR TERÖR ÖRGÜTÜNÜN UZANTILARI"
Özhaseki'nin uyarıları bununla sınırlı değil. Bir diğer çarpıcı tespiti şöyle:
“Çünkü alanda olanlar terör örgütünün uzantıları, biraz da belediye kaynaklı sırtını resmiyete dayamış bir yapı da var, oradan maaş da alıyor, sivil uzantılar oradan hareketli. Bunlarla mücadele etmenin de yollarını herhalde bulmak lazım.”
Özhaseki'nin açıklamaları siyasal Kürt hareketinin de aynı zamanda olaylara bakışını özetliyor. Şehirlerden silahlı teröristleri temizlemek işin bir boyutu, ama en önemli boyutu değil kuşkusuz.
"PKK'NIN KURDUĞU AĞ"
"İnsan maliyetine" önem vermeyen Kandil'in dünyasında binlerce teröristin öldürülmesi sorun değil. Şehir savaşlarında daha çok gençleri kullanan ve dağ kadrosunu kırsalda tutan örgüt için yeni üyeler toplamak zor değil.
Daha doğrusu lider kadronun yani karar vericilerin dışarıda olduğu, örgüte yakın STK'ların hakim olduğu, DBP'li belediyelere kadar uzanan bir yapı, kabul etmesek de bölgenin acı bir gerçeği.
SUR İÇİN REAKSİYON GECİKMEDİ
Sur için kamulaştırma kararının alınmasından sonra, HDP'den gelen "provokatif söylemler" şaşırtıcı değil elbette. "Sur'a el koyma", "Teslim olmayanı yakıp yıkma siyaseti", "Sur'daki ihalelerde rant" gibi açıklamalar, merkezi yönetime karşı reaksiyonun işaret fişeklerinden başka bir şey değil.
BÖLGEYİ 'KENDİ BAHÇESİ' GİBİ GÖRÜNCE
Terör örgütü PKK'nın kendi bahçesi olarak gördüğü Güneydoğu'da, düşman bildiği hükümetin her hamlesine karşı tepkisi gecikmiyor. Dolayısıyla kurduğu örgütlenmeyi sarsacak somut adımlar doğal olarak "tehdit" olarak görülüyor.
"ALAN HAKİMİYETİ"
PKK'nın bölgede kurduğu yapılanmanın temelini, 2011'de ilan ettiği "Devrimci Halk Savaşı" stratejisine dayanıyor. Çözüm sürecindeki rahatlık Örgüt, kırsaldaki "alan hakimiyetini" şehirlere taşıdı.
Çözüm sürecinde yaşanan olaylara bakıldığında resim net olarak ortaya çıkıyordu. Varılmak istenen nihai hedef, devleti temsil eden kurumların o topraklardan "tasfiyesiydi."
KUMAR BASKINLARI, KİMLİK KONTROLLERİ
Bürakrotların kaçırılması, cezalandırmalar, sokak ortasında yol kontrolleri, heykel dikmeler, suikastler, YDG-H'nin il ve ilçelerde yaptığı kumar operasyonları, gençlerin kaleşnikoflu geçit gösterileri, hepsi alan hakimiyetinin birer sonuçlarıydı.
Görüldüğü üzere hükümetin terörle mücadelesi asıl şimdi başlıyor. 30 yılını deviren can yakıcı sorun, "inşaat sektörüyle" açıklamayacak kadar büyük.