26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, darbe girişimine karşı koyan sivil ve güvenlik görevlilerinin şehit olduğu hususuna kendisinin de iştirak ettiğini söyledi.
15 Temmuz kalkışmasının askeri darbelere benzemediğini savunan Başbuğ, “15 Temmuz kalkışmasını bir askeri darbe olarak değerlendirmiyorum. Diğer askeri darbelere benzemiyor. Askeri darbe olarak tanımlanmasına sıcak bakmıyorum. Bu Gülen cemaatinin silahlı darbe hareketi” dedi. Başbuğ bu darbe girişimin arkasındaki iradenin de CIA olduğunu belirterek, CIA'in FETÖ'yü kullanarak asıl darbeli TSK'ya vurmaya çalıştığına dikkat çekti.
Başbuğ, TSK’ya sızan FETÖ unsurlarının askeri darbelerdeki gibi kendi başına bu hareketi yapmadığını söyleyerek, “Kendilerine özgü hedef ve amaçları mı var? Dışarıdan bu hareketi yönlendirenlerin hedef ve amaçları var” diye konuştu.
BEKLİYOR MUYDU ?
Bodrum’da yaşadığını belirten İlker Başbuğ, perşembe günü ilçede bir askeri hareketliliğin dikkatini çektiğini ama kalkışmayı asla beklemediğini anlattı.
ERLERİN DURUMU
Kandırılan erlerin darbeci kategorisine konulmaması gerektiğini ifade eden Başbuğ, fakat silah kullananların yargılanması gerektiğini de ekledi.
MİT’İ SORUMLU TUTTU
Silahlı Kuvvetlere sızmalarda Milli İstihbarat Teşkilatının (MİT) sorumlu olduğunu savunan İlker Başbuğ, bir dönem MİT’in cemaatçilerle dolu olduğunu söyledi. Eski Genelkurmay Başkanı, 2002-2010 yıllarında TSK’dan atmaların hep MİT raporlarına göre yapıldığını ve o yıllarda atılanlardan bir kişinin dahi FETÖ’cü olmadığını söyledi. Atılanların diğer Nurcu kolu Mehmet Kurdoğlu ekibinden olduğunu belirten Başbuğ, “Rakip cemaatin elemanlarını uzaklaştırmada bizi kullanmışlar” dedi. İlker Başbuğ, MİT Müsteşarının yardımcısı asker olsa daha sağlıklı bilgiler gelebileceğini de savundu.
TSK’nın kışla dışındaki askerleri izleyemediğini, bunun için yeterli imkanı olmadığını anlatan Başbuğ, bu izlemeleri MİT’in yapması gerektiğini ifade etti.
“ERBAKAN’IN CEMAATLE MESAFELİ OLDUĞUNU GÖRÜYORUZ”
“Cemaatin TSK'ya sızması 70'li yıllara kadar gidiyor. Cemaatin asıl güçlenmesi Turgut Özal zamanında oldu” diyen Başbuğ, Bülent Ecevit’in de cemaate sempatiyle baktığını ifade ederek, “Erbakan rahmetlinin ise cemaatle mesafeli olduğunu görüyoruz” dedi. İlker Başbuğ, cemaatle ilgili uyarılarının AK Parti iktidarlarınca dikkate alınmadığını, “Tehdit bugün bize, yarın size” dediği halde, kendilerine konuyu abarttıklarının söylendiğini ifade etti.
Başbuğ, FETÖ’nün 3 Temmuz 2011’de ‘şike’ bahanesiyle Fenerbahçe’yi de hedef aldığını fakat sarı lacivertli camianın başından sonuna kadar onurlu bir duruş sergileyip ayakta kaldığını anlattı.
“SAYIN CUMHURBAŞKANI 2010-2016 ARASINDA TEK BAŞINA SAVAŞ VERDİ”
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2012-2016 yılları arasındaysa cemaate karşı tek başına savaş verdiğini ve tek başına bırakıldığını söyledi.
“TSK KOMUTA KADEMESİ DE İYİ SINAV VEREMEDİ”
TSK komuta kademesinin de iyi bir sınav veremediğini söyleyen Başbuğ, “TSK niye tedbir alamadı, bu konu incelenmelidir” dedi. Başbuğ, darbe girişiminde yer alanlar için, “Ne olursa olsun adil yargılama olsun” dedi.
DARBE GİRİŞİMİ ASKERİ AÇIDAN BAŞARILI MI ?
Darbe girişimini askeri açıdan başarılı bulup bulmadığı sorulan İlker Başbuğ, "Darbe planlamasının çok basite alınacak bir durumu yok. Çok geniş bir satha yayılmış bir organizasyonla karşı karşıyayız. Planlamayı pek hafife almayın. Ama uygulamada bazı eksikler, hatalar var mı var. Zamanın öne alınması vesaire" dedi.
"ABD FETHULLAH GÜLEN’İ İADE EDERSE..."
Başbuğ, darbe girişiminin hedefinin Türk Silahlı Kuvvetleri olduğunu, Fetullah Gülen’in kullanım süresinin bitip bitmediği sorusuna Başbuğ, “Onu zaman gösterecek, bilemem” dedi. İlker Başbuğ, “ABD Gülen’i iade etmezse demek ki kullanmaya devam edeceksiniz. Ederseniz demek ki kullanım tarihi bitti” diye konuştu.
İlker Başbuğ, 2. Ordu Komutanı Orgeneral Adem Hududi’nin FETÖ mensubu olduğu konusunda ise şüphesi olduğunu söyledi.
"HARP OKULLARI OSMANLI MİRASIDIR"
Harp okullarının kapatılmasına da değinen İlker Başbuğ, "Harp okulları Osmanlı'nın mirasıdır. Bunu Abdülhamit yapmadı. Harp akademileri hayati önemdedir. Bunu anlamakta zorlanıyorum. Harp akademileri öğrencilerinin bir kısmı bu harekatın içinde yer almış. Sayın Cumhurbaşkanı'na suikast için giden özel tim mensuplarının büyük kısmı harp akademisi öğrencisi. Bu çocuklar maalesef, Cumhurbaşkanına yapılacak suikastin içinde yer almıştır. Bu kabul edilebilir bir şey değil, çıldırtıyor. Buradan hareket ederek, siz bu müesseseyi kaldırınca çözecek misiniz bu olayı. Türk ordusunun damarını kesiyorsunuz. Yapmayın bunu. Niye müesseseyi kaldırarak, bu sorunu çözebileceğinizi mi düşünüyorsunuz?"
‘DARBENİN ARKASINDA ÜÇ GRUP VAR’
Darbe girişiminin ana omurgasının Gülen Cemaati olduğunu ama toplamda üç grup olduğunu ifade eden Başbuğ, şöyle devam etti:
“15 Temmuz kalkışmasının arkasında planlayan, yöneten, kurgulayan ana isim Cemaat’tir. İkincisi büyük bir ihtimalle anında yapması gereken hareketi yapmayanlar, gecikenler, tereddüde düşenler… Bunlar cemaatçi mi hayır. Böyle bir grup da var bunların içinde. Üçüncü grup ise cemaatçi olmamasına rağmen buradan istifade etmek isteyen bazı insanlar olabilir.”
İlker Başbuğ'un açıklamasından satır başları:
15 Temmuz'u bir askeri darbe olarak değerlendirmiyorum, 15 Temmuz TSK'ya sızan cemaatin silahlı darbesidir. 15 Temmuz bugüne kadar yaşanan darbelerle aynı havuzda değil.
15 Temmuz'u planlayan uygulayan ana iskelet cemaattir. Bu kalkışmaya müdahalede gecikenlerin hepsi cemaatçi olmayabilir.
Darbe girişimi TSK kaynaklıymış gibi tedavi edilmeye çalışılıyor.
Daha önce Gülencileri MİT'in verdiği istihbaratla ihraç ederdik. 2002'den sonra bize bir kişi için bile böyle rapor gelmedi
MİT Müsteşarının sivil olmasıyla MİT, TSK'dan tamamen çekildi.
TSK, kışla dışındaki askerlerin izleyemiyor, bunu MİT yapmalı. TSK'nın FETÖ'yü izlemek için yeterli istihbarat imkanı yok.
MİT'te asker varken, TSK cemaatle mücadale edebiliyordu.
Cemaatin TSK'ya sızması 70'li yıllara kadar gidiyor. Cemaatin asıl güçlenmesi Turgut Özal zamanında oldu. Bülent Ecevit de sempatiyle bakıyordu. Yine Tansu Çiller döneminde de böyleydi. Erbakan'ın cemaatle mesafeli olduğunu görüyoruz. 2002-2007 dönemi ayrı bör dönem. Cemaatle iyi geçinelim, ama TSK'ya çatışmaya girmeyelim dönemi. Genelkurmay Başkanı iken bugün bu tehdit bize yarın size demiştim.
2011'de cemaatle ilişkilerin kırılma yaşadığı dönem.
Benim tutuklanmam birilerine mesajdır. Tutuklanmamdaki mesaj Başbakan'aydı. Bir ay sonra 7 Şubat MİT olayı patladı. Artık AK Parti ile cemaatin kopma aşamasına geldiğini görüyoruz.
2012-2016 arasında Erdoğan, cemaate karşı tek başına savaş verdi.
15 Temmuz'da komuta kademesi iyi bir sınav veremedi. Bazır erlere ve subaylara ait görüntüler rahatsız ediciydi. 15 Temmuz'un incelenmesi bağımsız bir kuruma verilebilir.
Bu darbeye kalkışan cemaat, Kendi din anlayışlarına uygun bir devlet sistemi kuracaktı. Burada hedef TSK'ydı. Bu kalkışmada dış destek de var. Olmaması işin tabiatına aykırı.
Gülen nerede yaşıyor. ABD'de. Orada o imkanları sağlayan kim? CIA. Bu istihbarat örgütü ona ABD'de kalma iznini boşuna mı vardı. İstihbaratın onu kullanmayacağını mı düşünüyorsunuz?
Kumpaslarla TSK itibarını kaybetmedi, gücünü kaybetti.