Erdoğan, ATV ve A Haber televizyonlarının ortak yayınında, "Gençlerle Büyük Buluşma" programına katıldı.
YENİ HÜKÜMET İÇİN GERİ SAYIM
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirilen programda gençlerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım'ın AK Parti Genel Başkan adayı gösterilmesine ilişkin bir soruyu yanıtladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
"Görünen o ki bu olağanüstü genel kurula temayül tek adayla gitme istikametinde. O da yüzde 81-82 oranında bir bütünleşmeyi gösteriyor. Böylece pazar günü yapılacak kongreyle de genel kurul, tüm delegeler, artık oradaki adayla ilgili kararını verecektir ve pazar akşamı da artık gerek partimizin diyeceğim çünkü kurucu genel başkanı olduğum için bunu söyleyebiliyorum, genel başbakanı belli olacaktır.
Bunun yanında da tabii aynı şekilde bundan sonraki sürece yönelik 'Başbakan kim olacak?' sorusunun cevabı da tabii o gün öyle zannediyorum ki Başbakanımız Ahmet Bey istifasını verecektir. İstifayı verdikten sonra, ben de geciktirmeyi düşünmüyorum, hemen o akşam o gece yeni başbakanı görevlendirip, süratle kabinesini oluşturma imkanını verelim istiyorum."
BAŞKANLIK SİSTEMİ VE YENİ ANAYASA
Başkanlık sistemi ve yeni anayasaya ilişkin soruyu cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin birliği, beraberliği, bütünlüğü ve çok daha süratle kalkınması için rahmetli Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan, Turgut Özal ve Alpaslan Türkeş'in başkanlık sistemini ileri sürdüklerini, savunduklarını söyledi.
Recep Tayyip Erdoğan, dünyada gelişmiş ülkelerin ve G-20 ülkelerinin yarısından fazlasının başkanlık sistemi ile yönetildiğini, bu sistemin getirisinin, götürüsünden çok daha fazla olduğunu belirtti.
Başkanlık sistemi ile yönetilen ülkelerin dünya ekonomisinin yüzde 80-85'ini temsil ettiğine dikkati çeken Erdoğan, şöyle konuştu:
"Başta Amerika olmak üzere Latin Amerika ülkelerinin çoğu başkanlık sistemi ile yönetilmektedir. Rusya, Çin öyledir, Fransa yarı başkanlık sistemi ile yönetilmektedir. Başkanlık sisteminin en geniş anlamda şu anda bulunmadığı yer Avrupa'dır diyebiliriz. Avrupa'da daha çok parlamenter demokrasi vardır ama en gelişmiş ülkelere baktığımız da bunlarda hemen hemen büyük ölçüde başkanlık sistemi vardır."
MUHALEFETİ ELEŞTİRDİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni anayasa konusunda ise "Ülkede bir darbe anayasasıyla bir yere varılamayacağının üzerinde ittifak hasıl olduğu için talep ettik, bunu böyle konuştuk. Zira bu halk, bu millet niçin bir darbe anayasasıyla yönetilsin ki? Kendi iradesi var, kendi iradesi ile ortaya koyabileceği bir anayasa var ve bu anayasa ile bu ülke çok daha demokratik bir şekilde yönetilebilir." diye konuştu.
"Siz darbe anayasasına layıksınız" diyen bir anlayışın olduğuna işaret eden Erdoğan, bunu savunanların da ne dediğini aslında bilmediğini söyledi.
"Aradığım samimiyet, eğer demokrasi samimiyet üzerine inşa edilirse bir netice alırsınız." diyen Recep Tayyip Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Çıkmış, geçen gün parlamentoda, 23 Nisan'da konuşma yapıyor, 'çoğunluğun azınlık üzerindeki hakimiyetine evet demeyiz' diyor. Böyle bir şey olabilir mi? Bu ne demektir biliyor musun? Bu millete saygısızlıktır, ihanettir. İşin hakkı neyse, bunun hakkını vereceksin. Bunun hakkını verdiğimiz içindir ki Türkiye 2002'de neredeydi, şu an nerede."
"IMF'YE 23,5 MİLYAR DOLAR BORCU ÖDEDİK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her alanda ciddi yatırımlar yapıldığını anımsattı. Milli gelirin 230 milyar dolardan, 780 milyar dolara çıktığını aktaran Erdoğan, ihracatın ise 36 milyar dolar olduğunu şimdi ise 158 milyar dolar seviyesinin yakalandığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "IMF'e 23,5 milyar dolar borcu olan bir ülkeydik. IMF bizim paramızı yönetmiyordu, bize siyasi ufuk ve bize siyaseten idare etmeye kalkıyordu. Biz IMF'ye 23,5 milyar dolar borcu ödedik, bizden daha sonra 5 milyar avro borç istediler." şeklinde konuştu.
Bu ara biraz düşüş olsa da Merkez Bankası'nın döviz rezervinin 27,5 milyar dolardan 136 milyar dolara kadar çıktığını dile getiren Erdoğan, ülkenin bu seviyeye durup dururken gelmediğini vurguladı.