İlişkinin sonucuna yönelik tüyoların, Gottman'ın belirlediği, ilişkilere zarar veren yanlışların içinde en yıpratıcı olan ve "Mahşerin Dört Atlısı" olarak isimlendirilen hatalara bakarak anlaşılabileceğini anlatan Canoğulları, "Suçlama bunlardan ilkidir. "Sen her zaman..." ya da "Sen hiçbir zaman…" diye başlayan cümleler şikâyet değil suçlama içerir. Suçlama doğal olarak savunmayı doğurur. Eşinizi suçlamaya başladığınızda o da kendisini savunmaya başlayacaktır. Yapılan diğer bir hata da aşağılama ya da hor görmedir. Tartışmalar sırasında karşımızdaki kişiyle dalga geçme, alay etme, küçük düşürme gibi sözler ve bazı yüz mimikleri de
durumu daha da kötüleştirmektedir. Aşağılandığını, küçük düşürüldüğünü düşünen taraf için problemle ilgili konuşmak ve çözüm aramak imkânsız hale gelir. Mutlu evliliklerde aşağılama, hor görme miktarı neredeyse sıfırdır"diyor.
Huzurlu Bir evlilik İçin ...
DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü Uzm. Psikolog/Çift ve Aile Terapisti İnci Canoğulları, ilişkiyi zora sokan ve kötü sona yaklaşmaya sebep olan kusurlu hareketleri şöyle sıralıyor ;
-Tartışmalara Sert Başlamak: "Neden sürekli öfkelisin? Çok kırıcısın. Her zaman bunu yapıyorsun." gibi cümlelerle başladığınızda bu, çok da iyi bir sonuç alınamayacağının göstergesi olabilir. Gottman, tartışmanın ilk on dakikasının devamını belirlemek için yeterli bir süre olduğunu söylemektedir. Dolayısı ile bir tartışmanın ilk 10 dakikasına bakarak, o tartışmanın(evliliğin)nasıl biteceğini kestirmek mümkün.
-İlişkide Skor Tutmak: Bu geçmişte yapılan hataları bulup bunları ortaya çıkarmak ve karşımızdaki kişiyi bunları yaptığı için sürekli olarak suçlamaya devam etmektir. Kavga konusu ne olursa olsun bunlar her kavgada çıkarılır ve ortaya dökülür. Karşılıklı hale geldiğinde taraflar geçmiş yıllar içinde kim daha çok hata yapmış bunları o kişinin hanesine
işlerler. Bu durum zamanla ilişkide kişinin kendi haklılığını ortaya koymak için başvurduğu bir yol olur. Ne yazık ki, sorunu çözmediği gibi kişilerin geçmişteki hatalarından dolayı hissettikleri suçluluk ve öfke duygularını harekete geçirir.
-İmada Bulunmak ve Diğer Agresif Hareketler: Eşlerden birinin isteğini ya da düşüncesini açıkça söylemek yerine yön göstererek diğerinin bunu kendi kendine anlamasını sağlamaya çalışması anlamına gelir. Bu durum, kişilerin açık bir şekilde düşüncelerini ifade etmekte kendilerini rahat hissetmediklerini gösterir.
-İlişkiyi Bir Rehine Gibi Kullanmak: "Bu sıralar bana karşı biraz soğuk davrandığını hissediyorum" demek yerine, "Bana soğuk davranan bir kişi ile ilişkiyi sürdüremem" demek arasında fark vardır. Bu üslup gereksiz yere çok fazla drama yaratır ve bağlılığın sorgulandığı bir krize dönüşür. Kişiler, ilişkilerinde yaşadıkları sorunları ya da olumsuz düşünceleri rahatça ifade edebileceklerini bilmeliler, aksi takdirde gerçek duygular ve düşünceler ifade edilemediğinde güvensizlik ve manipülasyon devreye
girer.