29 yıllık zincir kırılıyor!

Oğlak Dönencesi 29 yıl sonra sansürsüz olarak yeniden Türkçe’de. Kitap Henry Miller’ın rahme düşmesiyle başlayıp aşk maceralarına sıçrayan, çocukluktan yetişkinliğine gidip gelen bir öykü.

Kültür-Sanat 01.07.2014, 11:48 01.07.2014, 14:37 Emre
29 yıllık zincir kırılıyor!

Oğlak Dönencesi uzun bir aradan sonra yeniden ama bu kez sansürsüz, kesintisiz haliyle yayımlandı. Bir önceki edisyonda sansüre takılıp üzeri siyah bantlarla örtülen “müstehcen” sözcükler, cümleler, paragraflar özgürlüğüne kavuştu. Henry Miller’in kurulu düzene, ikiyüzlü ahlaka, savaşa, yıkıma, kıscası “yeni dünyaya” isyanını dile getiren Oğlak Dönencesi ilk kez 1939 yılında Fransa’da yayımlanmıştı. Avrupa’da beğenilmesine rağmen, ülkesi ABD’de 1961 yılına dek “sakıncalı” kaldı ve basımına izin verilmedi. Yasağın ardında Miller’in gerçekleri bütün çıplaklığıyla anlatmasından duyulan siyasi ve ideolojik rahatsızlık vardı. 1985 yılında Türkiye’de toplatma ve mahkumiyet kararı verenlerin Miller’in fikirlerinden “nem kaptıklarını” sanmıyorum; sözcükleri bantlama refleksi biraz bağnazlıktan, biraz da edebiyattan nasibini almamışlıktandır. 

Miller’in arayışı


Oğlak Dönencesi’nde, diğer bütün romanlarında yaptığı gibi, kendi yaşamından, anılarından, deneyimlerinden yola çıkıyor Miller; ama otobiyografik dememize hiç imkân vermeyecek türden bir yaşamöyküsü anlatıyor. Rahme düşmesiyle başlayıp kendi aşk maceralarına sıçrayan, çocukluk döneminin çağrışımlarıyla yetişkinliğine, yetişkinliğin çağrışımlarıyla gençlik çağlarına gidip gelen -sanki döngüsel- bir öykü. Bu döngü içinde ayakta kalmak için çırpınan bir gencin kendi sesini arayan bir yazara dönüşmesini izliyoruz.

Hikâye ağırlıklı olarak ABD’nin bu en bunalımlı dönemi sayılan 1920’lere dayalı yaşanmışlıklar üzerine kurulu. Kahramanımız -yani Miller- telgraf şirketinde çalışan, binlerce insanın -telgraf yoluyla- kendini ifade etmesinin tanığı olan, 20’li yaşların sonuna gelmiş genç bir adam. Bunalımın ve kendi çıkmazının farkında ama ne yapması gerektiğinin farkında değil. Bu nedenle -çevresindeki diğerleri gibi- hayatın merkezine cinselliği yerleştiriyor. Aşk arayışından ziyade çiftleşme ihtiyacının giderildiği amaçsızca sürdürülen ve insanları peşinden sürükleyen günübirlik bir hayat tarzı. Miller’in başarısı -ve ürkütücü yanı- anlattığını Amerikan tarzı yaşamın ta kendisi olarak sunmasında. Böylelikle Oğlak Dönencesi popüler edebiyat metinlerinde ya da Holywood filmlerinde propogandası yapılan steril Amerikan tarzı yaşamın reddiyesi, Amerikan rüyasının iflasının ilanı ya da teşhiri anlamına geliyor.

Özetle söylemek gerekirse Oğlak Dönencesi’nde “tabu”lara, dogmalara, toplumca kutsal ilan edilenlere saldırıyor Miller. Kendisini de işin içine katarak saldırmadık hiçbir kurum ve değer bırakmamış; ihanet ve yalanlarla örülü evlilikler/ilişkiler, yoksulluk, eşitsizlik, adaletsizlik, yaşamın anlamsızlığı, orta sınıf ahlakının iflası, cinsel tutku ve zaaflar, içki ve uyuşturucu. Ve bütün bunların üzerinde yükselen savaş çığlıkları...

Henry Miller’in kendisine ve Amerikan toplumuna tutuğu ayna aslında hepimize ve bütün toplumlara tutulmuş bir aynadır; anlatılanlar kapitalizmin ve gelişme idealinin yıkıcılığına ve bireyde yarattığı duygusal boşluğa işaret eder.

Müstehcenlik abartılsa bile...


Oğlak Dönencesi erken dönem “yeraltı” klasiklerinden birisidir ve kendisinden sonra gelen kuşakları -özellikle Beat kuşağını- etkilemiştir. Miller’i etkileyense Dadaistler ve Gerçeküstücüler olmuştu. Oğlak Dönencesi’nde yazma serüvenini aydınlatan, kendi ifadesiyle “kadans”lar da yer alıyor. Yazarın özgürce, coşkuyla, sanki kendisine dikte ediliyormuş izlenimini veren bölümlerin bir kısmında yazarlık anlayışını ve kendi sesini bulma serüvenini dinliyoruz. Birinci tekil şahısta ve yalnızca kendi hayatı hakkında, yalnızca kendi deneyimlerinin ışığında, bildiği ve hissettiği şeyleri yazmaya karar vermesi kendi sesini duymaya yönelik ihtiyaçtan.

Miller’in bu ihtiyacını çok cesur ve dürüst bir anlatımla sağlamış. “Doğruyu söylemekten yanayım, saklamaktan değil; gerektiği takdirde doğrular soğuk ya da şoke edici olabilir. ... Ne zaman bir tabu yıkılsa, ardından iyi bir şey gelir. Diriltici bir şey” fikriyatından hareketle müstehcenliği de tabuları yıkmanın bir aracı haline getiriyor. Oğlak Dönencesi’nde cinsellik romanın ne en önemli unsuru ne de amacı. Hayatımızda kapladığı yeri vermiş cinselliğe Miller; inkâr etmemiş, yok saymamış, bastırmamış... “Müstehcenliği abarttığı” iddasında olanlara yanıtı önemli; “Abartılsa bile bundan ne zarar gelir ki? Neden bu konuda bu kadar endişeliyiz? Kelimeler, kelimeler – kelimelerde korkacak ne var? Ya da fikirlerde? Baştan çıkarıcı olduklarını düşünelim; ama bundan korkacak mıyız? Zaten her şeyi yaşamadık mı? Savaşlar, hastalıklar, salgınlar, kıtlık gibi felaketlerle yokoluşun kıyısına kadar gelmedik mi? O halde müstehcenliğin abartılması neden bizi tehdit ediyor? Tehlike ne?”

Tehlike, cinsel özgürülüğün başka özgürlükleri çağrıştırmasında çıkıyor ortaya. İşte bu nedenle beden yasakları söz yasaklarıyla birleşiyor. Sansür kurumu düzenin bekçiliğine soyunuyor. Oysa duygularıyla barışmak için bedenleriyle de barışması gerekiyor insanların. Oğlak Dönencesi insanın kendisinden ve cinselliğinden utanmaması zihniyetiyle yazılmış. Arthur Miller yasaklarla çevrili eski ve köhne bir dünyanın yeni insanlarla değişeğine inananan, aslında iyimser bir yazar: “Tanıdınız mı beni, çocuklar? Zuni topraklarının kızıl saçlı albinolarıyla iletişim kurmakta olan bir Brooklyn çocuğuyum. Ayaklarımı masanın üstüne uzatmış, ‘güçlü, asla anlaşılamayacak yapıtlar’ yazmaya hazırlanıyorum, ölmüş yoldaşlarımın vaat ettiği üzere. Bu ‘güçlü yapıtlar’, görecek olsanız tanıyabilir miydiniz onları? Katledilmiş milyonlardan birinin bile ölümünün ‘güçlü yapıtlar’ yaratmak için gerekli olmadığını biliyor musunuz? Yeni insanlar, evet! Yeni insanlara ihtiyaç duyuyoruz hâlâ. Telefon olmadan yaşayabiliriz, otomobil olmadan, tam teşekküllü bombardıman uçakları olmadan yaşayabiliriz, fakat yeni insanlar olmadan yaşayamayız.”

Hedefteki adam



Ahlak bekçiliği yapmaya soyunanlar için hayat tarzı ve eserleriyle her zaman “hedefteki adam”dı Henry Miller. 1891 yılında Alman göçmeni bir ailenin çocuğuydu. İyi bir temel eğitim aldı, ancak üniversiteyi yarım bıraktı. Bulaşıkçılıktan liman işçiliğine, barmenlikten piyano öğretmenliğine varana dek pek çok farklı iş yaptı. İş ve macera peşinde Amerika’nın bir şehrinden diğerine seyahat ettiği sırada gördükleri edebiyatına yansımıştır.

OĞLAK DÖNENCESİ
Henry Miller
Çeviren: Avi Pardo
Siren Yayınları
2014, 344 sayfa, 22 TL.

HABER İÇİN TIKLA>>>

Yorumlar (0)
15
açık
Günün Anketi Tümü
En Çok Sevdiğiniz Renk Hangisi?
Namaz Vakti 23 Kasım 2024
İmsak 06:24
Güneş 07:54
Öğle 12:55
İkindi 15:24
Akşam 17:47
Yatsı 19:11
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 11 31
2. Fenerbahçe 11 26
3. Samsunspor 12 25
4. Eyüpspor 12 22
5. Beşiktaş 11 21
6. Göztepe 11 18
7. Sivasspor 12 17
8. Başakşehir 11 16
9. Kasımpasa 12 14
10. Konyaspor 12 14
11. Antalyaspor 12 14
12. Rizespor 11 13
13. Trabzonspor 11 12
14. Gaziantep FK 11 12
15. Kayserispor 11 12
16. Bodrumspor 12 11
17. Alanyaspor 11 10
18. Hatayspor 11 6
19. A.Demirspor 11 2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 12 25
2. Bandırmaspor 12 24
3. Erzurumspor 12 22
4. Karagümrük 12 21
5. Igdir FK 12 21
6. Ankaragücü 12 19
7. Ahlatçı Çorum FK 12 19
8. Boluspor 12 18
9. Şanlıurfaspor 12 18
10. Ümraniye 13 18
11. Pendikspor 13 18
12. Manisa FK 12 17
13. Esenler Erokspor 12 17
14. Keçiörengücü 12 15
15. Gençlerbirliği 12 15
16. İstanbulspor 12 14
17. Amed Sportif 12 14
18. Sakaryaspor 12 13
19. Adanaspor 12 7
20. Yeni Malatyaspor 12 -3
Takımlar O P
1. Liverpool 11 28
2. M.City 11 23
3. Chelsea 11 19
4. Arsenal 11 19
5. Nottingham Forest 11 19
6. Brighton 11 19
7. Fulham 11 18
8. Newcastle 11 18
9. Aston Villa 11 18
10. Tottenham 11 16
11. Brentford 11 16
12. Bournemouth 11 15
13. M. United 11 15
14. West Ham United 11 12
15. Leicester City 11 10
16. Everton 11 10
17. Ipswich Town 11 8
18. Crystal Palace 11 7
19. Wolves 11 6
20. Southampton 11 4
Takımlar O P
1. Barcelona 13 33
2. Real Madrid 12 27
3. Atletico Madrid 13 26
4. Villarreal 12 24
5. Osasuna 13 21
6. Athletic Bilbao 13 20
7. Real Betis 13 20
8. Real Sociedad 13 18
9. Mallorca 13 18
10. Girona 13 18
11. Celta Vigo 13 17
12. Rayo Vallecano 12 16
13. Sevilla 13 15
14. Leganes 13 14
15. Getafe 14 13
16. Deportivo Alaves 13 13
17. Las Palmas 13 12
18. Espanyol 12 10
19. Real Valladolid 14 9
20. Valencia 11 7