Ali Baba’s Çiftlik

 12 Temmuz 1932, Türk Dil Kurumu kuruldu. Bilhassa kuruldu, kurulmasına da o günden bu güne katı kurallarıyla dilimize sahip çıkabildik mi? Daha atalarımızın kaleme aldığı, Osmanlıca eserleri okumaktan acizken, Türk Dil Kurumu’na sahip çıktık mı? Bu soruların cevabı çok merak buyrulan sorulardan olmaya başladı. Sosyal medya almış başını gidiyor. Kısaltmalar çoğu kimsenin anlayamayacağı nitelikte. Sosyal medyayı kullanırken ellerinizden tasarruf yapmak yeter. Sadece sosyal medya olsa yine yüreğim yanmaz. Yaşadığınız semtte caddeye çıkıyorsunuz, sağınız “Ali Baba’s Çiftlik”, solunuz “Ciğerci Kings” bu ne demek oluyor. Dilin yobazlaşmasına biz alışkın değiliz. Neydi ki dilimiz bu günlere geldi?

 İki tane sessiz harfin yan yana gelmesi, yabancı dillerin güzelim dilimizde kalıcı olması bana çok dokunur oldu. Sosyal medyayı yakından ele alsak, işin içinden hiç çıkamayız. Facebook, Twitter, Skype, Tumblr, Bloglar vb. sosyal paylaşım siteleri tamamen dilin yobazlaşmasına el verişli ortamlardan olmaya devam ediyor. Emin olun arama motorları da artık akıllanmıştır. Örneğin, arama motorlarından birisine “12 tmmz hbrleri” yazınca, esas aramak istediğiniz kavramı buluyorsunuz. Dilin bugünkü konumu yürekleri dağlıyor. Birde sosyal medyadaki yanlış kelimelerimiz tebessüm ettirici nitelik taşıyor. Toplamda 12 sene Türkçe (Dil bilgisi, dil ve anlatım ve edebiyat) dersleri gören lise mezunu öğrenciler, paylaştıkları durum güncellemelerine ‘beyen’ yazmasalar iyi olacak. Çok değil, bundan 5-10 sene sonra, yeni doğan çocuklarımızın nüfus cüzdanlarında “Mehmet, Ali, Ayşe, Fatma” türü isimler bulamayacağız. Bulacağınız isimler zaten sosyal medyada mevcut. Oturup da “Çocuklarımıza ne isim koysak?”, “Babamın adını koysak mı?”, “Yok olmadı dayımın adı olsun.” vb. düşüncülere dalmaya gerek yok.

 Çocuklarınıza isim bulmanın hali hazırda yöntemleri var. Bilgisayar ortamında arama motorunu açıyorsunuz, popüler çocuk isimleri yazıyorsunuz ve ilk 10’daki isimlerden birisini çocuğunuza koyuyorsunuz. Bu arada mağaza, dükkan vb. açarken de uzun uzun düşünmeye gerek yok. Türkçe ve İngilizce’yi en iyi karıştırarak mağaza ismi yapanlar bu sektörde yok satıyorlar. Fazla yabancı isim aramamıza gerek yok, Türkçe’yi de “Turkche” olarak çevirmişler… Türk Dil Kurumu kurulalı, Cumhuriyetten bu yana 81 sene geçmiş, bu gösteriyor ki, 81 sene boyunca dilimize sahip çıkamamışız. Osmanlıca diline de sahip çıkmasak, nanayı yemiştik. Sözde Avrupai kişiler tarafından yobaz hale getirilen Türkçe, yarın öksüz olacak.

Misal ─ Bir ulusun bütün yönetimi bana bırakılsaydı, ilkin dilini düzeltirdim. Çünkü, dil düzgün olmayınca söylenen anlaşılmaz ve yapılması gereken yapılmadan kalır, böyle olunca töreler ve sanat geriler, adalet yoldan çıkar, halk çaresizlik içinde kalır. İşte bundan dolayı söylenmesi gereken başıboş bırakılamaz. Bu her şeyden önemlidir. - Konfüçyüs

- - - -