MHP Genel Merkezi'nden gelen yeni bilgilere göre, Bahçeli'nin ilk planı, yargı ve kurultay kaosunun sürdüğü partide muhalif isimler tedbirli ihraç sistemiyle disipline sevk etmek. Bahçeli'nin bu adımı, muhaliflerin adaylıklarının suya düşürmek olarak yorumlanıyor. Muhalifler kurultaydan önce tedbirli ihraç istemi ile disipline sevk edilirse delegelikleri askıya alınacak ve kurultayda Bahçeli'ye rakip olamayacak.
"SAKLAYACAK BİR ŞEY KALMAMIŞTIR"
MHP Lideri Bahçeli, arapsaçına dönen kurultay süreci ile ilgili yazılı bir açıklama yaptı. MHP'ye sistematik, sonuca odaklı ve intikam esaslı saldırı ve taarruz kurgulayanların 1 Kasım 2015 tarihinden itibaren anında devreye girdiğini belirten Bahçeli, "Elbette Milliyetçi Hareket Partisi her şeyi görmekte, niyet sahiplerinin hedef ve siyasi kaynaklarını tüm yönleriyle bilmektedir. Artık saklayacak, gizleyecek, öteleyecek bir şey kalmamıştır. Tartışmaları bıçak gibi kesmek şart olmuştur" dedi.
"BIÇAK GİBİ KESMEK ŞART OLDU"
Partinin daha fazla yıpratılmasını istemediğini belirten Bahçeli, "Bu itibarla MHP Genel Başkanı olarak, Parti Tüzüğümüzün şahsıma tanıdığı yetki çerçevesinde seçimli Olağanüstü Büyük Kurultayı toplama kararı aldığımı tekraren belirtmek, üstlendiğim görevin bir parçasıdır. Bu kapsamda partimiz, 10 Temmuz 2016 Pazar günü Ankara Arena Spor Salonu'nda seçimli Olağanüstü Büyük Kurultayı millet ve tarih huzurunda yapacaktır" ifadelerini kullandı. Bahçeli ayrıca şunları yazdı:
"ŞAHSIMLA YARIŞACAKLAR"
"Seçimli Olağanüstü Büyük Kurultay'da isteyen, dileyen ve şartlara haiz olan herkes, genel başkanlığa, Merkez Yönetim Kurulu veya Merkez Disiplin Kurulu üyeliğine aday olabileceklerdir. Demokrasinin kural ve mekanizmaları tümüyle çalıştırılacak, emanetin asıl sahibi Milliyetçi-Ülkücü irade kararını verecek, gereğini yapacaktır. Şunun özellikle bilinmesini isterim ki kim ya da kimler, genel başkanlığa aday olacaksa şahsımla yarışacaktır. Daha önce de ifade ettiğim üzere, asıl mücadele bundan sonra başlayacak, MHP çok yakında gireceği demokratik sınavdan güçlenerek, arınarak, kamburlarından kurtularak çıkacak ve kutlu yoluna emin adımlarla devam edecektir."
ÇAĞRI HEYETİ HANGİ TARİHİ VERECEK?
Yargıtay'ın 'kurultay' kararıyla MHP'de kongre düğümü çözüldü ancak Bahçeli'nin kongre tarihi açıklaması yeni bir tartışmayı da beraberinde getirdi. Muhalifler 12. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin atadığı Çağrı Heyeti'nin (kayyum) kurultay tarihini belirlemesi gerektiğini vurgularken, Genel Merkez ise kendi tarihlerinin geçerli olacağını söylüyor. Hukukçularla değerlendirme yapan Çağrı Heyeti, bu konuda bir rapor istedi. Hazırlanacak rapor sonrası Çağrı Heyeti'nin bu hafta içinde kurultay tarihini açıklayacağı belirtiliyor.
DEVLET BAHÇELİ KORAY AYDIN'I MI DESTEKLİYOR?
Muhaliflerden Meral Akşener, Sinan Oğan ve Ümit Özdağ'ın tedbirli ihraç istemi ile disipline sevk edilmesi gündemde. Bahçeli'nin ikinci planı ise, Bahçeli'nin Koray Aydın hakkındaki ılımlı tavrı nedeni ile disiplin süreci başlatılmayacağı iddiası. Bu durumda, 3 aday disipline sevk edilirse delgelikleri de askıya alınıyor ve olağanüstü kurultayda genel başkanlığa aday olamıyor.
TÜZÜK AYNI GÜN DEĞİŞTİRİLEBİLİR
Genel Başkan'a inisiyatif veren MHP Tüzüğü'nün 63. maddesinde 'olağanüstü kurultaylarda genel başkanlık seçimi yapılamaz' ifadesi de yeralıyor. MHP kaynakları, tüzük değişikliği yapılması için "Seçimli kurultay için sorun olacaksa tüzük tadilatı aynı gün yapılabilir. Kurultay gündemine bir madde eklenerek 63. maddenin 4. fıkrası değiştirilebilir" diyor. Böylece olağanüstü kurultayda ilk olarak tüzük değişikliği adımı atılacak. Ardından genel başkan ve yetkili organların seçimi gerçekleştirilecek.
MHP'DE YARGI KAOSU
1 Kasım seçimlerinde 2 milyon oy ve 40 milletvekili kaybeden MHP'de muhalifler Sinan Oğan, Koray Aydın, Meral Akşener ve Ümit Özdağ genel başkanlığa adaylıklarını açıklamıştı. Tüzük kurultayı için 15 Ocak'ta 548 imza toplayan muhaliflerin talebi MHP yönetimince reddedilmiş ve süreç mahkemeye taşınmıştı. Daha sonra 12. Sulh Hukuk Mahkemesi, 'Çağrı Heyeti'ne olağanüstü kongre toplamaları için vize vermiş, ancak kararın yürütmesi Gemerek Asliye Hukuk Mahkemesi'nce durdurulmuş ve muhalifler 15 Mayıs'ta kongreyi toplayamamıştı.