"Cemaat durduğu yeri artık görmeli"

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'ndan çarpıcı açıklamalar

Manşet 31.12.2013, 11:45 31.12.2013, 11:57 Emre

 Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye’nin dış politikada güçlenmesinden en çok yurt dışındaki Türk okullarının yararlandığını hatırlatarak, “Afrika açılımını yaptığımızda 28 Şubat medyası ‘cemaatokulları için yaptılar’ diyordu. Bugün o medya ile aynı dili kullanmaları beni çok yaralıyor. Herkesin dostunu, düşmanını; kimin yanına düştüğünü bilmesi lazım” dedi.

Davutoğlu, son gelişmeleri Star’a değerlendirdi:

Türkiye dostları kaygılı: Türkiye’de bir olumsuzluk olduğunda dışarıda üç ayrı grupta etkilerini görüyoruz. Bu 3 grubu sadece ülkeler olarak düşünmeyin; her ülkede bu üç gruptan kesimler var. Ve aralarında bir yatay iletişim, benzeşen tavırlar var.
Birinci grup, Türkiye’nin son 11 yılda yükselen gücünü kendi gücü olarak gören grup.

Buralardan, ‘Türkiye bir zaafa mı uğruyor; böylece biz de zaafa mı uğrarız?’ endişesi geliyor. En başta Somali var; kendi geleceklerini Türkiye’ye bağlamış insanlar. Filistin, Pakistan, Azerbaycan, Balkanlar … Buralarda yüreklerin tir tir titrediğini hissediyorsunuz.

İkinci grup, Türkiye’yi siyasi/ekonomik partner olarak görenler. Onlar da gelişmelerden rasyonel kaygılar duyuyorlar. Ayak izleri belli yerlerde çıkıyor.

Üçüncü grup, Türkiye’nin yükselişinden rahatsız olan kesimler. Dış basında yönlendirici haberlerin, yazıların ayak izlerini takip edin, Türkiye’nin yükselişinin nerelerde rahatsızlık doğurduğunu görürsünüz.

Belli dönemlerde, belli çalışmalar, yayınlar yapılıyor ve Türkiye’nin zaafa uğradığı görüntüsü veriliyor. Örneğin, Türkiye Suriyeli mültecilerle ilgili BM’nin de teyit ettiği 20. yüzyılın en onurlu mülteci politikasını yürütüyor, ancak bu konuda hiçbir yazı çıkmıyor.

Aksine, koordineli bir şekilde ‘Türkiye radikal örgütlere yardım mı ediyor?’ şeklinde yayınlar yapılıyor. Türkiye 2010’da İran’ı nükleer anlaşmaya ikna ediyor, bu ‘Türkiye-İran yakınlaşması’ diye ‘tehdit’ olarak görülüyor; üç yıl sonra P5+1 (BMGK üyesi 5 ülke ve Almanya) daha dar kapsamlı bir anlaşma yapınca ABD-İran yakınlaşması ‘büyük bir stratejik hamle’ oluyor! Üstüne de ‘Türkiye hem içeride hem dışarıda krizde’ havası verilmek isteniyor.

Kiminle kavgalıyız; Suriye rejimi ve Mısır’ın şimdiki yönetimi ile yaşanan konjonktürel krizin dışında? Aksine, bölgesel sorunların çözümünde çok sayıda ülkeyle ‘üçlü mekanizma’ yürütüyoruz. Bu krizleri yönetirken 23’ü Afrika’da olmak üzere 35 ülkede yeni büyükelçilik açtık.

Algı operasyonları: Yabancı ülkelerle politikalarınız nedeniyle sorunlar yaşanabilir, Suriye gibi. Bunlar iradi sorunlardır. Bir de algı sorunları vardır. Bir problem varmış gibi sürekli gündemde tutularak algı operasyonları yapılıyor. Bazan ‘eksen kayması’ dediler; bazen örneğin 1 Mart 2003 tezkeresindeki tartışmalarda, ‘evet de hayır da dese Türkiye zaafa düşecek’ kanaati aşıladılar.

2004’te ‘Kıbrıs davası satılıyor’ diye hükümetin dış politika meşruiyeti tartışıldı. Felluce’de Türkiye-ABD gerilimi olduğunda, aynı şekilde Davos’tan sonra iktidara ömür biçenler oldu. 2006’da Hamas lideri geldiğinde büyük bir kampanya yürüttüler. Afrika açılımını ilan ettiğimizde ‘Batı blokundan kopuyoruz’ dediler.

Mavi Marmara olayında aylarca eleştiriye maruz kaldık. Bunlar paralel kampanyalardır. Kimi dışarıda üretilip içeriye taşındı, kimi içerde üretilip dışarıya taşındı.

Güçlü Türkiye ‘kötü’ örnek!: Dünyada ortak bir kanaat var; Uluslararası sistemde son 10 yıl içinde herkes göreceli olarak güç kaybederken Türkiye güç biriktirdi. Bunun doğurduğu rahatsızlık var. Güç biriktiren Çin, Hindistan, Brezilya gibi ülkeler arasında bir Müslüman ülkenin olması rahatsız ediyor. Çünkü İslam dünyasında bunun başarılabilir olduğu algısı oluşunca, diğer ülkelerde de toplumlar aynı şeyi talep etmeye başlayabilir. O yüzden kendileri açısından ‘kötü’ örneği sendeletme çabası var.

Kararlarımız Ankara patentli: Kuvvetli ekonomimiz olmasaydı bu dış politikayı yürütemezdik, halktan meşruiyet almasaydık da kendi kararımızı alamazdık. O yüzden 12 yıl içindeki dış politikada aldığımız her karar Türkiye patentlidir, Ankara patentlidir. Bazı çevrelerde bunun getirdiği rahatsızlık var.

CEMAAT KİMİN YANINA DÜŞÜYOR

28 Şubat medyasıyla aynı yerde: O bakımdan, tam da üç seçimin olduğu bir dönemde, aktif dış politikamızın, güçlü ekonomimizin asıl kaynağı olan millet iradesi ve siyasi istikrar üzerinden Türkiye’yi sarsmaya çalışıyorlar. Bu tablonun yurtdışında birilerini rahatsız etmesini, yurt içinde siyasi muhalefeti rahatsız etmesini anlarız, eski Türkiye’yi özleyen kesimleri rahatsız etmesini anlarız ama bundan en fazla istifade eden kesimlerin, bu büyümeye sekte vuracak yaklaşımlarını anlamakta zorluk çekiyoruz.

Cemaatteki dostlarımızın bu değişimi görmesi lazım. Herkesin dostunu, düşmanını; kimin yanında yürüdüğünü, kimin yanına düştüğünü bilmesi lazım. Biz Afrika açılımı başlattığımızda ve 23 büyükelçilik açtığımızda, 28 Şubat zihniyetine yakın yayın organları, ‘hükümet cemaatin okullarını desteklemek için bunu yapıyor’ diye yazdılar.


Bugün bakıyorsunuz, onların medyası da 28 Şubatmedyasıyla aynı dili kullanıyor. Bu beni çok yaralıyor. Hangi okulun yurt dışında bir meselesi oldu da bu hükümet ilgilenmedi. Bazen Başbakanımız bile doğrudan devreye girdi.

BUNLARI CEMAATE GÖNÜL BAĞI OLANLAR BİLMELİ

Yolsuzluk siyaseti yozlaştırır: Dünyanın en büyük ahlaksızlığı, siyaseti en çok yozlaştıran şey yolsuzluktur. 10 yıl içinde gayrisafi milli hasıla 4 misli büyümüşse, döviz rezervleri arttıysa, yatırımlar, ihracat patladıysa niye 90’lı yıllarda yapılamadı? Millet aynı millet, devlet aynı devlet… Hortumlansaydı bu büyüme olur muydu? Hizmet hareketi ya da Cemaat diye tanımladığımız dostlar veya çevreler için söylüyorum, bir muhasebe yapsınlar, ellerini vicdanlarına koyarak düşünsünler…

SAVCININ YÜZÜNDEKİ 'İNTİKAM!

Bildiri okumak ihanettir: Bir yanlışı kim yaparsa yapsın, kardeşimiz olsa bile bunu sorarız. Ama eğer bize karşı bir operasyon varsa… Meselenin, savcının bildiri dağıtırken yüz ifadesine de yansıyan intikama dönüştüğünü görüyorsunuz. Bu, adalete vurulabilecek en büyük darbedir. 12 Eylül döneminin adaletinde de bu vardır… Her taraftan birer kişi asmanın mantığı neydi? Savcı savcılığı bilecek, yargı toplum vicdanını esas alacak, siyaset de her zaman hukuki denetime açık olacak.

İlim hayatımda başıma gelmişti; Ermeni meselesiyle ilgili bir kampanya varmış, bize ‘bir bildiri yazın ve cübbelerinizi giyin, okuyun’ dediler. Yapmadım. Benim görevim cübbeyle bildiri okumak değil; o teze karşı tez üretmek. Sen benden bunu iste. Sokağa dökülen bir tartışmayı bildiri üslubuyla bir profesörün yapması ilime ihanettir. Bildiri savcıya da yakışmaz.

DEVLET DEVLETLİĞİNİ BİLECEK CEMAAT CEMAATLİĞİNİ

Siyasi yetki hükümetindir: Modern demokratik sistemde milletten aldığı siyasi gücü kullanma yetkisine sahip olan hükümettir, hesap verecek olan da hükümettir. Sivil toplumda ise gönüllerden elde edilen kaynaklar, ancak o çerçevede kullanıldığında olağanüstü bir güç kaynağı olur.

Ama bu ayırım ortadan kalktığında büyük bir iç enerji tüketimi başlar. Selçuklu ile başlayan medeniyet Ahilik, Mevlevilik gibi sosyal dokularla desteklendi, Osmanlı’ya zemin oldu. Şimdi de biz 10 yıl içinde büyük bir güç birikimi sağladık; bunun desteklenmesi beklenirken bu siyasal güç birikimiyle sosyal doku arasında çatışma çıkartılmaya çalışılıyor.

Hiçbir sivil toplum kuruluşu, hele hele dini nitelikli olanlar, bir siyasal projenin parçası gibi algılanmamalı, bu onun doğasına aykırıdır. Siyaset alternatif siyaset oluşturur, karşıtlıklar doğurur. Mevlevilik bir karşı Mevlevilik doğursa başarılı olabilir miydi? Tabiki STK’ların siyasal düşünceleri de olabilir, eleştiri de yapabilirler ama bunları açık yaparlar. Ama STK’ların, cemaatvari yapılanmaların böyle bürokrasi üzerinden siyaset üzerinde egemen olma çabası en büyük zararı kendilerine verir.

Bunun önüne geçmek için 5 ilkeye dikkat edilmeli:

1- Psikolojik özgüven: Topluma zerk edilmeye çalışılan karamsarlığa izin verilmemeli, özgüvenimiz korunmalı.

2- Milli irade: Her ne olursa olsun milli irade ilkesi ve demokratik süreçler tahkim edilmeli.

3- Ahlaki siyaset: Yolsuzluklara karşı mücadele etkin mekanizmalarla sürdürülmeli. Başbakanımız’ın net iradesinden ve AK Parti’nin yolsuzluklarla mücadelesini sürdüreceğinden kimse şüphe etmemeli.

4- Toplumsal enerji: Toplumsal enerjimiz iç gerilimlerle tüketilmemeli aksine yeni bir toplumsal sinerji alanı oluşturulmalı.

5- Yükselen güç: Demokratikleşme, ekonomik kalkınma ve etkin dış politika temellerinde oluşan yükselen güç algısı korunmalı.

Yorumlar (0)
15
açık
Günün Anketi Tümü
En Çok Sevdiğiniz Renk Hangisi?
Namaz Vakti 24 Kasım 2024
İmsak 06:25
Güneş 07:55
Öğle 12:56
İkindi 15:24
Akşam 17:46
Yatsı 19:11
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 12 34
2. Fenerbahçe 12 29
3. Samsunspor 13 26
4. Eyüpspor 13 22
5. Göztepe 12 21
6. Beşiktaş 12 21
7. Sivasspor 13 18
8. Başakşehir 12 16
9. Rizespor 12 16
10. Gaziantep FK 12 15
11. Kasımpasa 13 15
12. Konyaspor 13 15
13. Antalyaspor 12 14
14. Trabzonspor 11 12
15. Kayserispor 12 12
16. Alanyaspor 12 11
17. Bodrumspor 13 11
18. Hatayspor 12 7
19. A.Demirspor 11 2
Takımlar O P
1. Bandırmaspor 13 27
2. Kocaelispor 13 25
3. Karagümrük 13 24
4. Erzurumspor 13 22
5. Igdir FK 12 21
6. Boluspor 13 21
7. Ahlatçı Çorum FK 13 20
8. Ankaragücü 13 19
9. Esenler Erokspor 13 18
10. Keçiörengücü 13 18
11. Şanlıurfaspor 13 18
12. Ümraniye 13 18
13. Gençlerbirliği 13 18
14. Pendikspor 13 18
15. İstanbulspor 13 17
16. Manisa FK 13 17
17. Amed Sportif 12 14
18. Sakaryaspor 13 14
19. Adanaspor 13 8
20. Yeni Malatyaspor 13 -3
Takımlar O P
1. Liverpool 12 31
2. M.City 12 23
3. Chelsea 12 22
4. Arsenal 12 22
5. Brighton 12 22
6. Tottenham 12 19
7. Nottingham Forest 12 19
8. Aston Villa 12 19
9. Newcastle 11 18
10. Fulham 12 18
11. Brentford 12 17
12. M. United 12 16
13. Bournemouth 12 15
14. West Ham United 11 12
15. Everton 12 11
16. Leicester City 12 10
17. Wolves 12 9
18. Ipswich Town 12 9
19. Crystal Palace 12 8
20. Southampton 12 4
Takımlar O P
1. Barcelona 14 34
2. Atletico Madrid 14 29
3. Real Madrid 13 28
4. Villarreal 13 25
5. Osasuna 14 22
6. Girona 14 21
7. Mallorca 14 21
8. Athletic Bilbao 13 20
9. Real Betis 14 20
10. Real Sociedad 13 18
11. Celta Vigo 14 18
12. Sevilla 14 18
13. Rayo Vallecano 13 16
14. Leganes 14 15
15. Getafe 14 13
16. Deportivo Alaves 14 13
17. Las Palmas 14 12
18. Valencia 12 10
19. Espanyol 13 10
20. Real Valladolid 14 9