Şair olmaya karar verdiği ilk an

Nostalji 03.06.2016, 07:36
Şair olmaya karar verdiği ilk an
11/22

10. Hediye ettiği tabloları geri alan Bedri Rahmi Eyüboğlu "Bedri Rahmi, o zaman genç ve eşyayı tefsirde gerçek ressam..'. Sık sık (garsonyer)ine uğrayanlardan biri... Derinliğine duygu püskürtülü kelimeleri, cümleleri de var... Bir gün ona bir haber vermişti Bedri Rahmi:- Yarın Romanya'dan karım gelecek...- Öyle mi, hiç haberim olmadı.- İşte haber!..- Nasıl bir insan karın!.. Bir iş ve meslek sahibi mi?- O da benim gibi ressam...- Peki, ne yapacaksın?- Ben de onu düşünüyorum? Ne yapacağım? Onu nerede barındıracağım?- Buraya getir! Hayatınızı kuruncaya kadar bende kalırsınız!Ve beraberce Galata rıhtımına, deniz yoliyle gelen Romanyalı hanımı karşılamaya gitmişlerdi.Kendi halinde, sesi kısık çıkan, ağırbaşlı bir kadın...Günlerce Mistik Şairin apartmanında kalmışlardı. Bedri Rahmi de apartmanı, Mistik Şair'e hediye ettiği en gözde tablolariyle süslemişti. Onlar, karı - koca, aynı dairede, Mistik Şair'e uzak ve kendi başlarına; Mistik Sair de dışının dışarıya çekişiyle, için içeriye çekişi arasında yalpalamakta... Efendi Hazretlerinin bir üfleyişte kaba pisliklerini aldığı ruhunda büyük bir şahlanma kaynıyor ama henüz o dâvanın ne (epik - dasitanı) çapta şiirini, ne de gerçek tiyatro eseri verebilmiş değil... Hattâ ilerideki büyük fikriyata doğru ilk emekleme denilebilecek "Ağaç" mecmuasına da birkaç mevsim uzakta... Maddenin ruha tahakkümü gibi mekânın zamana tasallutunu belirten şu apartman dairesinden kopmak ve yeni ufuklar aramak lâzım... Kolay!.. Fakat misafirlerini ne yapacak?.. Birkaç gün sonra, artık apartmanı tasfiye kararında olduğunu Bedri Rahmi'ye bildirmiş ve:- Kendinize bir yer bulmanız gerekiyor, demişti; ben buradan çıkıyorum!Bedri Rahmi, başını eğip susmuş, hiçbir şey söylememiş; bu sözü, koğulduğu mânasına alan bir tavır takınmıştı. Mistik Şair aksam üzeri apartmana gelince ne görmüş olsaydı iyi?.. Bedri Rahmi öteberisini toplamış, çekmiş, gitmiş!.. Giderken de, Mistik Şair'e hediye ettiği resimleri, ipleri çivilerde asılı kalacak şekilde koparmış, almış, götürmüş... Badri Rahmi, koğulan bir adamın bilhassa hediyesini geri almaması ve hakarete asıl bu en büyük hakaretle mukabele etmesindeki soylu mânayı anlamayacak bir adam değildi. Her halde koğulduğuna inanmamış olacak ki, böyle bir davranışa tenezzül etmiş olsun!!!"