6. Kumar merakı ve gündüzünü görmediği paris
Kağıtların verdiği haz benzersizdi, hiçbir kadın bu kadar etkili bir tene, bu denli benzersiz bir dokuya sahip değildi. Kumar “kubur faresi hayat” olarak tasvir ettiği hayatın en vazgeçilmez ve benzersiz meşgalesiydi. Onu düşünceden ve vehimlerden uzaklaştıran bu illet o kadar önemliydi ki onsuz bir hayat yaşamaya değmeyecek bir hayattı. “Herkes benim kumarı kumar için oynadığımı sanıyor. … Halbuki ben kumarı, düşünmemek için oynuyorum. Ruhuma üşüşen sabit fikirlerin, beyin zarımı yırtan vehimlerin biricik ilâcı olarak onu buldum. Kumar oynayamayacak hâle geldiğim gün intihar etmekten başka çarem kalmayacaktır.”Bu kadar meftun olduğu kumar yüzünden okumak için gittiği Paris'in gündüzünü görmeyen şair bu durumu satırlarına şöyle döküyordu:“Bütün bir mevsim, Paris ’te gündüz ışığını görmedim. Paris ’te gündüz nasıldır; haberim olmadı. Gün doğarken yatıyor, gecenin başlangıcında da hafakanlarla yatağımdan fırlayıp kulübe koşuyordum.”