Erdoğan, Göktürk-2 Uydusu'nun TÜBİTAK'ın ODTÜ yerleşkesinden canlı olarak izlenen fırlatma töreninde yaptığı konuşmada, bugün Türkiye ve millet adına çok büyük iftihar anının yaşandığını söyledi.
Yüzde 80'in üzerinde yerli üretim olan milli uydunun inşasında emeği geçen bilim insanlarına, mühendislere, tüm ilgili kurumlara ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'na teşekkür eden Erdoğan, geçen yıl Ağustos'ta da yerli Rasat uydusunun Rusya'dan fırlatıldığını anımsattı. Rasat uydusunun da Türkiye'nin kendi imkanlarıyla üretildiğine işaret eden Erdoğan, bu uydunun bir yıldır görevini başarıyla yerine getirdiğini söyledi.
Şu ana kadar RASAT'ın yörüngesinde 7 bin 160 tur attığını, 2 milyon 662 bin kilometre kare alan görüntülediğini, Türkiye coğrafyasının yüzde 98'inin bu uydu sayesinde görüntülendiğini bildiren Erdoğan, bugün uzaya gönderilen Göktürk-2'nin, Rasat'tan daha ileri teknolojiye ve imkanlara sahip bir uydu olarak keşif ve gözetleme yapacağını, çevre ve şehircilik hizmetlerine katkı sağlayacağını, doğal afetlerle mücadele, tarım, haritacılık gibi alanlarda ihtiyaçları karşılayacağını belirtti.
“Hayali gerçeğe dönüştürmüş olduk”
Erdoğan, ormanları, sahilleri, deniz kirliliklerini, kentsel gelişimi, kaçak yapılaşmayı Göktürk-2 uydusuyla daha kolay takip edebileceklerini ifade ederek, 'aynı zamanda orman yangınlarını, su baskınların, heyelan alanlarını, deprem bölgelerini ve afetlerden önce alınması gereken tedbirleri de bu uydu sayesinde tespit edeceklerini bildirdi.
Başbakan Erdoğan, şunları belirtti: “En önemlisi de Türk Silahlı Kuvvetlerimizin keşif ve gözetleme ihtiyacını 2,5 metre çözünürlüğü olan görüntüler gönderen bu uydumuzla çok daha net şekilde karşılamış olacağız. Elbette bugün Türkiye için milletimiz için gerçekten tarihi bir anı hep birlikte yaşıyoruz. Türkiye olarak geçmişte de uzaya uydu gönderdik, ancak bugün gönderdiğimiz Göktürk-2 uydusu bu alanda artık iddia sahibi bir ülke konumuna yükseldiğimizin de somut bir ispatı oldu. Şu anda kendi uydusunu imal edebilen 25 ülkeden biri konumuna yükseliyoruz. Dünyada uydu fırlatabilen 11 ülke var. İnşallah TÜBİTAK'ın, TUSAŞ'ın diğer kurumlarımızın yapacağı çalışmalarla kendi fırlatma istasyonlarımıza sahip bir ülke olabilmek için de imkanlarımızı seferber edecek Türkiye'yi bu seviyelere de ulaştıracağız.
Çok daha önemlisi bugün uzaya gönderdiğimiz Göktürk-2 uydusu azmin ve özgüvenin Türkiye'yi nerelere getirebileceğinin, nerelere taşıyabileceğinin en anlamlı bir göstergesidir. Biz ülke olarak, millet olarak yaparız dedik ve yaptık. Bir hayal kurduk o hayalin peşinden koştuk, o hayali plana, projeye dönüştürdük ve ardından somut bir biçimde işte bugün o hayali gerçeğe dönüştürmüş olduk.”
“Böyle bir ruhla, böyle özgüvenle...
Bu konuda “İstiklal Şairi” Mehmet Akif Ersoy'un ifadesinin çok anlamlı olduğunu, yüzyıl önce, daha 1913 yılında millete seslendiğini hatırlatan Erdoğan, şairin, “Atiyi karanlık görerek azmi bırakmak, alçak bir ölüm varsa eminim budur ancak. Ye's öyle bataktır ki; düşersen boğulursun. Ümide sarıl sımsıkı, seyret ne olursun! Azmiyle, ümidiyle yaşar hep yaşayanlar; Me'yus olanın ruhunu, vicdanını bağlar. Sahipsiz olan memleketin batması haktır. Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır. Feryadı bırak kendine gel. Çünkü zaman dar... Uğraş ki telafi edecek bunca zarar var” dizelerini okudu.
Erdoğan, şunları kaydetti: “Biz işte böyle bir ruhla, böyle bir özgüvenle, böyle bir azim, ümit ve kararlılıkla hareket etme durumundayız. Biz yetiştirdiğimiz öğrencilere, genç nesillere, çocuklara böyle bir ufku, böyle bir vizyonu vermek zorundayız. Bakın yıllar yılı bizde diğer devletler, diğer medeniyetler karşısında maalesef ezik nesiller yetiştirilmek istendi. İthal her ürüne hayranlıkla bakan, dünyadaki her gelişmeyi hayranlıkla izleyen ama ben bunu daha iyi yaparım demeyen, diyemeyen nesiller yetiştirilmek istendi. Son 50 yılda dünyada her alanda çok büyük değişimler ve bilimsel teknolojik ilerlemeler kaydedilirken bizde başta üniversiteler olmak üzere kamuoyu gereksiz, faydasız boş tartışmalarla meşgul edildi. Bugün artık tüm bu gereksiz tartışmaları geride bıraktık. Biz geleceğe odaklandık. Milletçe, 75 milyon 2023 hedeflerine inandık ve hamdolsun emin adımlarla kararla adımlarla bu hedefe ilerliyoruz. Hızımızı hiç kesmeyeceğiz. Son 10 yılda yakaladığımız bu ivmeyi sürekli yükselteceğiz. Eğitime, araştırma, geliştirmeye yapılan yatırımı sürekli artırarak bilimsel çalışmaları teşvik ederek, yüksek teknolojiye dayalı sanayiyi büyüterek inşallah hedefleri tutturacağız.”
“Sıkıntı yok, yolunda ilerliyor”
Başbakan Erdoğan, konuşması sırasında Göktürk-2 uydusunun yörüngeye oturduğunun bildirilmesi üzerine, “Evet sıkıntı yok, yolunda ilerliyor” dedi.
10 yıl önce Türkiye'nin çok ağır krizlerle mücadele eden, özgüvenini yitiren hiçbir büyük iddia sahibi olmayan bir ülke iken 10 yıl sonra artık kendi imal ettiği uyduyu uzaya gönderebildiğine işaret eden Erdoğan, “10 yıl önce hayali bile mümkün değilken bugün kendi insansız hava uçaklarımızı, hava araçlarımızı, kendi tanklarımızı, kendi gemilerimizi, kendi helikopterlerimizi tasarlayan üreten bir ülke konumuna yükseldik” dedi.
Kendileri için de, gençler için de bundan sonra hiçbir hedefin hayal olamayacağını dile getiren Erdoğan, “Allah'ın izniyle geriden çok daha parlak, ışıl ışıl, heyecanlı, coşkulu, azimli ve en önemlisi de özgüveni yüksek gençler geliyor ve onlar çok daha iyilerini yapacak, çok daha büyük başarıları bu millete yaşatacaklar. Sadece milletimize değil, bugün özellikle gençlerimize bu özgüveni vermenin iftiharını yaşıyoruz. Bir daha bu heyecanı, bu gururu yaşamamıza vesile olan bilim insanlarımıza, mühendislerimize ve çalışanlarımıza, şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum” diye konuştu.