TBMM
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşların bütçeleri üzerinde milletvekillerinin eleştiri ve sorularını yanıtladı.
''Cezaevinde gazeteciler varsa, bunların sorumlusu ben miyim, benim kurumlarım mı?'' diye soran Arınç, ''Bu insanların yargılayan, iddianame tanzim eden veya bunlar hakkında tutuklama veya hüküm veren yargı değil mi? Ben bu yargının bir temsilcisi miyim? Yargı noktasında bana söylenebilecek hiçbir şey yok'' dedi.
Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Nedim Şener, Ahmet Şık, Soner Yalçın, arkası yok, sayılması da mümkün değil. 70, 80, 90 rakamlarından bahsederken, bu insanlar kim? O insanların kim olduğunu her fırsatta söylemeye devam edeceğiz.
Uzun süren tutukluluklar konusunda, içerde bulunan gazetecilerin tahliye edilmeleri konusunda söylediklerimi herkes biliyor. Şu veya bu davalar sebebiyle, içerde bulunan asker, emekli asker, gazeteci, milletvekili konusunda tutuklama olmaması gerektiğini şahsi, özel düşüncem olarak ifade ediyorum. Bunun dışında kim ne söyleyebilir? 'Basın özgürlüğünü istemiyor, tutuklamalardan yanadır' diye bana bir kusur isnat edilebilir?
Bir bakan olarak aldığım idari kararlar neticesinde bu insanlar içeri girebilir mi? Benim kurumlarımın hiçbirisi bu gazetecilerin mesleklerini yaparken yargılanmaları, ceza almaları konusunda ne bir şikayette bulunmuştur, ne bir söz ifade etmiştir, ne de talimat vermesi söz konusu olsa talimat vermiştir.''
''Türkiye'de basın özgürlüğü vardır''
Gazeteci olduğu belirtilen kişilerle ilgili hazırlanan iddianameden bazı bölümler okuyan Arınç, ''Bunu kullanarak 'Türkiye'de basın özgürlüğü yoktur' demeye çalışanların maskelerini indiriyoruz'' ifadesini kullandı.
Arınç, konuşmasına şöyle devam etti:
''Yazacak, çizecek, konuşacak, bunların hepsine 'evet' ama kanunlara göre suç sayılan fiilleri işlediğinde de bunun karşılığını mutlaka görecek.
CJP raporundan çıkara çıkara eleğin üstünde kalanlara baktığımda görüyorum ki Türkiye'de basın özgürlüğü vardır. Türkiye'de basın özgürlüğü var ki bizim hakkımızda, AK Parti, hükümet hakkında her gün ağız dolusu hakaretler yazılabiliyor. Ben şikayetçi olmuyorum. Meclis Başkanı iken davalar açmaya başladım, hiçbir faydası olmadığını gördüm, onları Allah'a havale ediyorum, böylesi daha etkili oluyor.''