Konaklardan izbelere, kumarhanelerden içki masalarına, esrar partilerinden gündüzünü görmediği şehirlere doğru seyreden bir hayat. Yalanlar, isyanlar, acılar ve virane odalarda çekilen ıstıraplar. Yakasına yapıştığı konsoloslar, edebiyat dünyasından dostlara atılan tokatlar, sabaha karşı içine dolan hüzünler. Necip Fazıl Kısakürek, tam otuz yıl boyunca ensesinin örsünde demirden bir balyozu hissediyor ve yaşadığı çevrenin en doğal getirisi olarak kendini salonların, eğlencelerin, yeşil çuhalı masaların kollarına bırakıyordu. Not: Aşağıda yer alan bilgilerin tümü Necip Fazıl'a ait olan "O ve Ben / Bâbıâli / Kafa Kağıdı / Hikayelerim / Çile" kitapları ve Mina Urgan'ın "Bir Dinozorun Anıları" kitabından alıntılanmıştır. Galerideki bilgilerde herhangi bir ekleme, dedikodu, uydurma söz konusu değildir. Şair kendi kitaplarında büyük bir özgüven ve açıklıkla 30 yaşından önceki feci hayatını ve edebiyat çevresini kaleme almıştır. Tırnak içerisinde italik olarak belirtilen kısımlar Necip Fazıl ve Mina Urgan'ın kitaplarından direkt olarak alınan kısımlardır. Tüm bu bilgiler çerçevesinde iyi ve kötü yönleriyle gerçek bir Necip Fazıl portresi çizilmiş, tamamen tarafsız bir tutum takınılmış ve sadece edebi bir çizgi seyredilmiştir. Bu yüzden yapılacak yorumların da yine sadece "edebiyat" çerçevesinde yapılması önemle rica edilir