Azerbaycan ziyaretinin ardından geçtiği Hırvatistan’da, kendisine eşlik eden gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’yi meşgul eden önemli gündem maddeleri hakkında açıklamalarda bulundu.
TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın laiklik çıkışıyla ilgili olarak Erdoğan şunları söyledi:
LAİKLİĞİ DİN KARŞITLIĞI GİBİ SUNARSANIZ ELBETTE İTİRAZLA KARŞILAŞIRSINIZ
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin başkanının ağzına herhalde kimse kalkıp kilit vuracak değil. Bu insan, hayatı siyasetin içinde geçmiş biri. Ortada bir Anayasa çalışması var, o da görüşünü söylemiş. Beğenirsin beğenmezsin, o ayrı mesele. “Peki bu konuda, Tayyip Erdoğan olarak siz ne düşünüyorsunuz?” diye soruyorsanız, benim düşüncem AK Parti’yi kurduğum dönemden itibaren belli. Laiklikle ilgili düşüncemizin ne olduğu, kurucusu olduğum AK Parti’nin programında kayıtlı.
Kaldı ki İsmail Bey de AK Parti’nin mensubu olarak parlamento başkanı olarak seçildi. Bu da onun, AK Parti programında belirtilenleri kabul ederek oraya gelmiş olduğunu gösterir. Ben bu konudaki görüşümü, Mısır’da Kahire’de o dev opera binasındaki konuşmamda da söyledim. Hatta o zaman, şimdi hapiste olan Müslüman Kardeşler yetkilisi Muhammed Bedii, “Bu dediğiniz nasıl bir şey?” diyerek şaşkınlığını dile getirmişti. Ben de kendisini kahvaltıya çağırmıştım. Kahvaltıda kendisine anlatmamın akabinde de “Böyle olduktan sonra ben de bunu tasvip ediyorum” demişti. Laikliği, ladinilik, din karşıtlığı gibi sunar ya da uygularsanız, elbette itirazlarla karşılaşırsınız.
Oysa laiklik, devletin, tüm inançlara, ateistler dahil tüm gruplara eşit mesafede olması; tüm inanç gruplarının devletin güvencesi altında olmasıdır. Türkiye’de TBMM Başkanı’mızın bazı ifadelerinden hareketle yaygara koparılarak bir yere varılabileceğini düşünmüyorum. Ama muhalefette her olayda sadece hakaret peşinde koşanlar olduğu da malum. Başlarındaki zatın sağda solda benimle ilgili hakaretamiz konuşmaları ortada.
DEVLETİN TÜM İNANÇ GRUPLARINA EŞİT MESAFEDE OLMASI ESAS ALINIYORSA
Erdoğan ayrıca AK Parti'nin yeni anayasada Anayasa’da laikliğe dokunmadan, İslam’a biraz daha vurgu yapacağı iddialarıyla ilgili olarak da şu yanıtı verdi:
"Bunların hepsi boş şeyler. Anayasa’da bu ülkedeki tüm dini grupların inançları güvence altına alınıyorsa, devletin tüm inanç gruplarına eşit mesafede olması esas alınıyorsa, özellikle İslam’a vurgu yapmaya ne diye ihtiyaç olsun? Yeni Anayasa konusunda da önemli olan, ülkemize yakışanı yapmaktır. Hatta gerekiyorsa, şu anda ABD’de olduğu gibi, içeriği belli ara başlıklardan, içeriği fıkralardan oluşan, kısa bir Anayasa yapılmalı. Ki arkadaşların birçoğu, mesela Mustafa Şentop Hoca da bu işe olumlu bakıyor. Bu işi süratlendirir diye düşünüyorum. Bir başkanlık sistemini konuşuyorsun, kıyamet kopuyor. İtirazları da biz söyledik diye! Ama önerebildikleri bir alternatif de yok. Patinaja son vermek, patinajdan kurtulmak lazım. Ülkenin, çift başlılık görüntüsünden kurtulması lazım. Bu başarılırsa ülke hızlı mesafe alır. Halk buna hazır aslında. Sıkıntı, siyasi kadroların başındakilerde. Temenni ederim ki bu sıkıntılar aşılır."
HER TÜRLÜ HAKARETİ EDECEK HEM DE GELİP ELİNİN SIKILMASINI BEKLEYECEK
Kılıçdaroğlu ile tokalaşmadığı yönündeki soruya Erdoğan böyle cevap verdi:
"Birileri hem Cumhurbaşkanı’na kalkıp “Kalpazan” diyecek, her türlü hakareti edecek hem de gelip elinin sıkılmasını bekleyecek... Böyle bir şey olabilir mi? Ben parlamentoda değilim. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı’yım. Dolayısıyla bir insan saygı duyarsa, biz de ona saygı duyarız. Bu makamdayız diye, sağ yanağımıza vuranlara hiç ses çıkarmayıp bir de sol yanağımızı çevirecek değiliz. Kusura bakmasınlar Tayyip Erdoğan böyle biri değil."