SAAT 05.15... Hava sıcaklığı 6 derece, yağmur çiseliyor. Sokak lambalarının aydınlattığı karanlık cadde ve sokaklarda telaşlı ayak sesleri yankılanıyor. Mecidiyeköy’deki otobüs, metrobüs durakları anbean kalabalıklaşıyor. Börekçi ve pastaneler hızla doluyor. Vardiya değiştirenlerle, gece kulübü çalışanları yorgun ama keyifli. Yanı başlarındaki işe gitmeden önce iştahsızca kahvaltı edenlerin yüzleri asık. Atatürk Havalimanı’nda çalışan Merve Güney (23), börekçide oturmuş, servis bekliyor. “Kış saati yüzünden işimden ayrılıp Trakya’daki ailemin yanına döneceğim” diyor. Bir gün önce, Fulya’daki evinden çıktığında bir grup tinerciyle karşılaşmış. Karanlık ve ıssız sokakta önünü kesip çantasını almaya çalışmışlar. Yoldan geçen bir taksi sayesinde kurtulmuş. “Tinercilerden, sokak köpeklerinden ödüm kopuyor. Hayat mı benimki? Karanlıkta kalkıp karanlıkta dönüyorum. Ruh halim kötü” diyor.
Dudullu’daki fabrika işçisi Halil İbrahim Diker (45) ise halinden memnun. “Saatlerle oynanması dengemi bozuyor. Böyle kalması daha iyi. Ben alışkınım ama kadınlar ve çocuklar için zor” diyor.
SİMİTÇİLER NEREDE?
Bir pastanede, Avcılar’dan başlayan “gece-sabah” yolculuğuna mola verdiğini söyleyen Mehmet İyigün (35), çalıştığı Gümüşsuyu’ndaki büfeye gitmek için metro seferinin başlamasını bekliyor. “Güneş yüzü görmeden gidip geliyorum. Ama şikâyet etmeye hakkım yok. Bu hayatı ben seçtim” diyor. Caddenin karşısındaki metro istasyonundan inip koşar adım karşıya geçen bir kadının arkasından koşuyorum. Avcılar’dan gelmiş, servise yetişip Gebze’deki fabrikaya gidecek. “04.00’te kalkıyorum, akşam 20.30’da eve geliyorum. İki yaşındaki kızımı hep gece karanlığında kucaklıyorum. Onunla daha çok zaman geçirebilmek için geç yatıyorum” diyor. Otobüs durağındaki iki genç, çalıştıkları gece kulübünden evlerine gitmek için bekliyor. Ahmet Demir (26), “Biz alışkınız ama annelerimiz, ablalarımız için kötü oldu bu saat meselesi” dedikten sonra yolun karşısındaki boş simitçi tezgâhlarını gösteriyor. “Kış saatine bir tek simitçiler uydu. İki gün öncesine kadar daha erken açarlardı. Bakın, hiçbiri gelmedi, alacak simit yok koca meydanda.” Saat 06.00’da, iki beyaz yakalıyla karşılaşıyoruz. Yaz saati uygulamasından mağdur olduklarını anlatıyorlar. Ferit Tekeli (42), “Global şirkette çalışıyoruz. Avrupa’yla saat farkı 2, Çin ve Brezilya ile 8’e çıktı. Uçaklar, yazışmalar, randevular karmakarışık oldu.”
‘KARANLIK SİNİR YAPIYOR’
Boyacı tezgâhını açan Yaşar Akdeniz (33), saat 06.45’te gülümseyen tek kişi. “Yüzüm neden gülmesin? Sarıgazi’deki evimden 05.00’te çıkıp trafik sorunu yaşamadan geliyorum. İstanbul’da trafik çilesi yaşamamak bir ayrıcalıktır. Şanslı vatandaşım” diyor.
Beşiktaş motor iskelesi. Emre Yılmaz (24), her sabah 05.00’te uyanıp Ortaköy’deki evinden, çocuklara hikâye serisi hazırladığı Ümraniye’deki yayınevine gidiyor. “Gün ışığı insana pozitif enerji veriyor. Ama gecenin bu karanlığında insanlar agresif oluyor. Az önce otobüste benim de karıştığım sıraya girme yüzünden bir olay yaşandı. Hatalıydım, özür diledim. Saygısızlığımın sabahın köründe geceye uyanmam yüzünden olduğuna eminim” diyor.
GECE EĞLENCESİNE MUTSUZ GİDER GİBİ
Motor iskelesindeki Aleyna Özcan (17), Çengelköy Denizcilik Meslek Lisesi öğrencisi. “Saat 5.00’te uyanmışım, nasıl somurtmam? İki sabahtır sanki gece eğlencesine mutsuz gider gibiyim.”
Saat 7.15’ten itibaren Beşiktaş Erhan Gedikbaşı Çok Programlı Anadolu Lisesi’ne öğrenci servisleri gelmeye başlıyor. Öğrencilerin gözlerinden uyku akıyor. Bir grup kız öğrenci, “Ömrümüz yollarda geçiyor. Çok fena oldu saatleri geri almamak. Şimdi gece gece yollara düşüyoruz” diyor.
‘SABAH UYANMAKLA İLGİLİ SIKINTI OLABİLİR’
Türk Uyku Tıbbi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Hikmet Fırat: Bir saatlik değişiklik insan vücudunu çok fazla etkilemez. Uyku düzeninde çok büyük değişiklik yaratmaz. Saatlerin bir saat geriye alındığında örneğin 07.00’de kalkan bir öğrenci bir saat daha fazla uyuyor ve aydınlık olduğu için daha çabuk uyanabiliyordu. Şimdi ise kalktıklarında hâlâ geceymiş gibi karanlıkla karşılaşıyorlar. Sabah uyanmalarıyla ilgili biraz sıkıntı yaşanacaktır. Alışmak için bir uyum süreci gerekiyor. Ayrıca melatonin hormonunun salınımıyla gün ışığının ilgisi var. Hava karardığında salgılanmaya başlanıyor, en yüksek seviyeye 23.00 sıralarında çıkıyor. Sabah saatlerinde de en düşük düzeylere inince uyanma safhasına geçiliyor. Dolasıyla sabah uyanmalarıyla ilgili biraz sıkıntı yaşanacaktır. Alışılan uyku süresinin değiştirilmemesini öneriyoruz. Kişiden kişiye değişse de vücut en geç bir hafta içinde adapte olur.